Bu okulun minikleri reçel yapıp satıyor…

Cennet Yüzer Cankılıç
cankilic@ritimhaber.com -Liseyi bitiren ve üniversite mezunu gençlerimize baktığımda eğitim sistemimizin durumu beni en çok yaralayan konuların başında geliyor. Maalesef gençliğimiz bilgi ve değerler kültürü açısından yeterli donanıma sahip değil. Çünkü, eğitimde hala tam anlamıyla çağa uygun değişim ve dönüşümü gerçekleştiremediğimiz gibi, iş imkanı sağlayamadığımızdan yetişmiş gençlerimizin de gözü dışarıda. Devlet ve özel okullarda okuyan çocuklarımızın geneli dikkat edin tek tip bilgiye sahipler.
Yalnız, bazı okullar var ki yöneticilerinin vizyonerliği sayesinde kendi çabalarıyla farkındalık yaratmaya çalışıyorlar, çocukları her yönden geliştirmeye çabalıyorlar. Özel Ekol Koleji de bunlardan biri.
….. …..
Önceki gün, 10 Ocak Gazeteciler Günü sebebiyle Bursa basınını ağırladılar. Daha önceden okulun yöneticisi Türkan Sedef Taşçı ogaste.com’da ziyaretime geldiği için, okulu kısmen biliyorum. Ama anlattıklarını yerinde görünce iyi ki davete icap etmişim dedim.
Okulun dershanecilik geçmişiyle beraber 16 yıllık bir eğitim serüveni var. Temeli Artvin’li bir ailenin çocuğu Nebi Taşçı tarafından atılıyor. Ardından İngilizce Öğretmeni Türkan Sedef’in öğretmenlikten eş statüsüne geçmesiyle, çift hedeflerini büyütüyor ve Avrupa standartlarında tamamen çiftlik benzeri bir okul eğitimine yöneliyor.
Bir kere bu okul Gürsu’da 20 dönüm üzerine kurulu büyük bir yeşil alana sahip. Tabiatın içinde saklanmış bir yer. Okul binası küçük ve tek katlı tesislerden oluşuyor. Anaokulu, ilkokul ve ortaokul olarak 350 öğrenciye eğitim veriyor. 40 civarında da öğretmen bulunuyor. İngilizce ağırlıklı eğitime sahip, ama bu okulu farklı kılan özellik, aynen 1940 ile 1954 yılları arasında dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel tarafından kurulan Köy Enstitüleri’nin küçük bir modelini yansıtıyor olması.
….. ……
Nasıl mı?
Çocuklar toprağı işliyor. Biber, domates, marul, fasulye dikiyor, onları suluyor, sonra da hasat zamanı topluyor. Meyve ağaçlarının göz alabildiğine uzandığı burada çocuklar kiraz, nektarin, kayısı, şeftali, portakal, erik gibi meyveleri dalından topluyor, bunların bir kısmını güneşte kurutuyorlar, bir kısmını da reçel yapıyorlar.
Hatta bu reçelleri kavanozlara koyup satıyorlar. Okulun Müdürü Türkan Sedef Taşçı geçen yıl bu organik reçelleri İngiltere’ye internet sitesi üzerinden sattıklarını ve gelen parayı da yine tarımsal alanda kullandıklarını söyledi. Çocukların yaptığı tamamen doğal reçellerden bizlere de ikram etti. Çocuklar sadece tarım alanında ekip biçmiyorlar, bahçede gezinen hayvanlara da bakıyorlar. Tavuk, horoz, , sincap, eşşek, at aklınıza ne gelirse var.
Tavuk kümeslerinden yumurta toplayan şehir hayatına mahkum olmuş 6-7 yaşlarındaki çocukların o sevinçlerini düşünebilir musunuz ?Günümüzde artık o yaşlarda pek çok çocuk yumurtanın ne olduğunu bilmiyor, meyveleri, sebzeleri birbirinden ayırt edemiyor.
O gün de okul bahçesinde gördük. Okul öncesi çocukların bir bölümü kümelenmiş vaziyette dron uçururken, bir bölümü de toprağın üzerine serili kilimlerde öğretmenleriyle ders yapıyorlardı. Kimisi de bireysel takılıyor tavukları kovalıyordu.
Yani anlayacağınız okul çocuklara sadece bilgi vermiyor, hayata dair temel becerilerinin gelişmesine tabiatın değerinin bilinmesine de katkı sağlıyor.
….. ……
Okulun bir başka sosyal özelliği de çocuklara becerilerine yönelik meslek edindirme temelini vermek. Hasan Ali Yücel Kültür Merkezi’nde sık sık mesleğinde başarılı olanları çocuklarla buluşturuyorlar. Bize de bu anlamda sürpriz hazırlamışlar. Gelmeden önce çocuklara sormuşlar, “ne olmak istiyorsunuz?” Diye. “Gazeteci olmak istiyorum” diyenleri sahneye almışlar ve onlara ”şimdi ağbileriniz, ablalarınız gelecek onlara gazetecilikle ilgili istediğiniz soruları sorabilirsiniz “demişler. Biz de salona girdiğimizde büyük ilgi gördük. Hep biz insanları terletecek değiliz ya, bu sefer minikler sorularıyla bizi terlettiler, köşeye sıkıştırdılar. Bilmediğimiz sorularda da hiç çaktırmadık, siyasetçilerin yaptığı gibi “kelime oyunlarıyla farklı konulara dalıp yönlendirmelerle ” cevaplar verdik.
Dedim ya bu okul çok farklı diye. Öğretmen Taşçı çifti öğrendikleriyle yetinmeyip daha nitelikli çocuklar, gençler yetiştirmek için kafa kafaya vermiş, yurt dışına gitmişler okul okul gezmişler, araştırmışlar ve mevcut müfredatın içinde, klasik sistemde bir ışık yakalamayı başarmışlar.Dileğim bu tür okulların sayısının artması…
Bu arada eğitim sistemimizde farkındalık yaratan okulun varlığını siyaseten tanınmış bir isim olan eğitimci arkadaşımız Dilek Durak sayesinde öğrendik. Gittiği her yere değer katan arkadaşımıza böylesine örnek bir eğitim yuvasını kamuoyunun bilgisine açtığı için de ayrıca teşekkür ederiz.