Yavuz Ağıralioğlu Bursa’ya geliyor!
Cennet Yüzer Cankılıç
cankilic@ritimhaber.com -Türkiye’nin 161. partisi olarak 28 Ekim’de Yavuz Ağıralioğlu’nun genel başkanlığında kurulan Anahtar Partisi, Ankara’dan sonra ikinci büyük buluşmasını Bursa’da gerçekleştirecek.
Daha doğrusu Yavuz Ağıralioğlu parti olarak ilk teşkilat toplantısını 16 Kasım’da Bursa’da yapacak.
Ağıralioğlu ilk olarak muhtarlar ve STK’larla sabah kahvaltısında bir araya gelecek, akşam da işadamlarıyla buluşacak. Partinin Bursa’da teşkilatlanma çalışmalarını yürüten İl Koordinatörü ve Kurucular Kurulu Üyesi Fikret Aslan başkanlığında, MYK Üyesi Sedat Yalçın, Kurucular Kurulu Üyesi Ernail Akbulut ile MDK Üyesi Emre Furkan Oruç ve Tahir Kahveci’den oluşan ekip, Yavuz Ağıralioğlu’nu en iyi şekilde ağırlamak için hummalı bir çalışma içindeler.
Tabii bu arada partinin il başkanı arayışları da tüm hızıyla devam ediyor. Kulislerde bazı isimler dillendiriliyor ama henüz o isimlerle doğrudan bir görüşme olmadığı için yazmayı uygun bulmadım.
…… ……
A Partisi’nin Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu’nun ilk gezisini 1950 yılından bu yana merkez sağın kalesi olarak bilinen Bursa’ya gerçekleştirecek olması da siyaseten önemli. Çünkü parti siyasi yelpazenin merkez sağında konuşlanmak istiyor.
-Peki, siyasette boşluk var mı?
-Anahtar Partisi kitleleri kucaklayabilecek mi?
-Demokrat Parti’nin, Adalet Partisi’nin, DYP’nin, ANAP’ın ve AK Parti’nin ilk 9-10 yıllarında olduğu gibi merkez sağa oturabilecek mi?
Benim de katıldığım siyasi yorumculara göre siyasette uzun süredir bir boşluk yok, ama büyük bir tıkanma var. İktidarı da muhalefeti de bir yerlere sıkışıp kaldı.
Vatandaşın başta iktidara, muhalefete ve siyasi partilere karşı umudu da güveni de kalmadı.
Çünkü Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi tüm erkleri elinde topladı.
Partiler yeni sistemin getirdiği ittifaklar nedeniyle birbirine benzeşti, aynılaştı.
Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntı insanları mutsuzlaştırdı, gençlerin geleceklerine yönelik umutlarını elinden aldı.
Türkiye’nin komşuları başta olmak üzere, yakın coğrafyamızda çıkan savaşlar ve terör eylemleri nedeniyle ülke içinde de demokrasinin önüne güvenlik politikaları geçti.
İktidarın da muhalefetin de yol hikâyeleri eskidi. Sözlerin içi boşaltıldı.
O yüzden vatandaşın, seçmenin yeni bir partiyi kucaklayacak ne gücü ne de heyecanı kaldı.
Tabii şimdilik.
…… ……
Zaten kısa adı A Parti olan Anahtar Partisi’nin Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu da partisinin neden kurulduğunu anlatırken bu ve bunlara benzer söylemlerde bulunuyor.
“Siyaset tıkandı” diyor.
“Çıkış arıyor” diyor.
“Daha iyi bir Türkiye mümkün” diyor.
“Merkezinde millet olan yeni bir paradigmayız” diyor.
“ Biz umuda kurulduk” diyor.
“Biz bu düzeni kabul eden değil, itiraz edenlerdeniz” diyor.
Yani yeni bir söylemle yola çıkıyor. Yeni bir yol haritası çiziyor. Yeni bir hikâye yazıyor.
……. ……
Yakın siyasi geçmişimizde pek çok siyasi partinin kurulmasına tanık olduk. Bazıları çok heyecanlı kuruldu, zaman içinde heyecanını yitirdi. Bazıları yukarıda, çatı partisi olarak kuruldu, teşkilatlanmalarını yapamadı, bazıları yöneticilerini milletvekili seçtirmek için ittifaklara girdi, kaybetti. Bazılarının genel başkanları tutmadı, eridi gitti, bazılarının genel başkanları da kendi mülkü olarak partiyi kurdu, sahada tutunamadı. Adını hatırlamadıklarımız bile var. İçlerinden bir AK Parti sivrilmeyi başardı ve süreçte tutundu.
Çünkü AK Parti kurulduğu dönemde milletin geleceğe yönelik umudu tükenmişti, ekonomik krizin buhranında bocalıyordu. Erdoğan genel başkanlığında milletin önüne çıktı, mevcut düzene itiraz etti. “Değişim” dedi. Millet inandı ve peşinden gitti. Hala partilisi, seçmeni Erdoğan’dan elini çekmedi, sırtını dönmedi, kenarda umutsuzca bekliyor.
…… …….
Yavuz Bey’in hem 28 Ekim’de Ankara’da partisinin kuruluş toplantısında yaptığı konuşmayı hem de geçen gün Habertürk’te Mehmet Akif Ersoy’un programındaki değerlendirmelerini dikkatle izledim.
“ Memleketin şartlarına bakıp, kurduk” dedi. “Millet kendi geldi “ dedi.
Sanırım öyle…
Bursa’dan biliyorum, hiç toplama insan yoktu. Sosyal medyada diğer illerden gidenlerin konvoyunu da gördüm. Sokaktaki insan. Esnafı, çitçisi, işçisi, emeklisi ve özellikle de gençleri…
Dönemin şartları itibariyle A Partisi’nin kuruluşunu AK Parti’ye benzetenler olmakla beraber ilk gözlemimi ifade edecek olursam;
A Partisi’nin kuruluş toplantısına katılanlara baktığımda; ben bu coşkulu kuruluşu bir yerlerden “hatırladığımı”, minibüslerle, otobüslerle, kendi özel araçlarıyla Anadolu’nun dört bir tarafından Ankara’ya gidenlere baktığımda da ben bu yola koyulanların görüntülerinin bir yerlerden “tanıdık” geldiğini söyleyebilirim.
Sonuçta, önümüzdeki süreçte tıkanıklık yerini derin bir boşluğa bırakır mı bilemem. Yavuz Ağıralioğlu’nun şu anda kulağa hoş gelen sözleri de ne kadar umut olabilir bu millet için bilmiyorum, henüz kestirmek mümkün değil…