Aşı ve açılım dışında bu milleti başka bir müjde heyecanlandırmaz…

Cennet Yüzer Cankılıç
cankilic@ritimhaber.com -Cumhurbaşkanı Erdoğan 2 gün önce bugünü ima ederek ”Çarşamba günü millete sesleniş konuşmamı izlemenizi özellikle tavsiye ediyorum, inşallah birçok güzellikleri orada takdim edeceğim” dedi ya, siyasi alandan sosyal medyaya, çarşı pazardan evlere kadar ülkenin dört bir tarafında bir meraktır, bir heyecandır aldı başını gidiyor. Aynen Ağustos ayındaki müjde öncesi olduğu gibi tahminler yürütülmeye başlandı.
“Reis acaba şimdi hangi müjdeyi verecek?” sorusunda makul tahminler içinde önceliğin pandemiden ve hayat pahalılığından dolayı şu 2 konuda yoğunluk kazandığını belirtmeliyim.
Birincisi;
“Biliyorsunuz bir süredir Türk bilim adamlarımız yerli aşı üzerinde çalışmalar yapıyorlardı. Bu çalışmalarda olumlu gelişmeler sağlandı ve ilk ve yerli milli aşımızın üretimi için startı verdik. İnşallah 1 Mart’tan itibaren vatandaşlarımın kullanımı için aşılama çalışmalarına başlayacağız. Hayırlı olsun”.
İkincisi;
“Biliyorsunuz, yeni tip coronovirüs salgınının ülkemizde de ciddi boyutlara ulaşması nedeniyle Aralık ayından itibaren hükümet olarak bir dizi sıkı önlemler almış ve bu önlemlerde lokanta, restoran, cafe başta olmak üzere yiyecek-içecek işletmeleri ile pek çok sektöre kısıtlayıcı tedbirler getirmiştik. 1 Mart’tan itibaren aldığımız tedbirleri kaldırıyoruz. Tüm işletmelere hayırlı olsun”.
***** ***** *****
İnanın sadece benim değil, çıkın sokağa yediden yetmişe her bir vatandaşının sabırla beklediği, istediği , heyecanlandırdığı en güzel haberler, müjdeler bunlar olacak( tır).
Da…
Doğrusu bu ilk 2 tahmini, beklentiyi Cumhurbaşkanımızın ağzından duymak, şu aşamada hiç mümkün değil hepimiz biliyoruz, ama olsun yine de hayali bile güzel… Yazması bile hoş!
Son 2 gündür yapılan tahminlere bakıyorum da, uçuk kaçık , tamamen sosyal medyada tt olan“tiye” alma babında hadi olmaz da, diyelim ki oldu, Cumhurbaşkanı “her eve birer çeyrek altın dağıtacağız” ya da “her haneye fert başı birer milyar Türk lirası ödeyeceğiz “ dedi diyelim. Emin olun şu yukarıda saydığım 2 tahmin kadar insanları mutlu etmeyecek.
Aynı şekilde;
Ne yeni bir doğalgaz rezervi, ne Söğüt’teki gibi 2. bir altın madeni bulunması, ne Kanal İstanbul Projesi’nin temelinin atılması, ne AB’ye tam üyeliğimizin kabulü, ne vergiler ve kredilerin 3. defa 6 ay öteleme desteği getirilmesi vb. gibi normal dönemde Türkiye’nin ekonomik gelişimine katkı sağlayacak güzel gelişmelerde şu dönemde covid ile geçim derdi arasına sıkışmış insanlarımızı “güzel müjdeli haber” olarak hiç sevindirmeyecek.
Hatta, Cumhurbaşkanımızın dün akşam Külliye’de görkemli bir törenle açıkladığı Milli Uzay Programı tanıtım toplantısında “2023’te Ay’a gideceğiz” sözlerinde olduğu gibi…
Normal zamanda olsa 2023 hedefleri içinde mutluluktan uçardık, heyecanlanır, TV başında “nereden nereye geldik?”diye göz yaşlarımızı tutamazdık.
Ama şimdi?
Ve ya;
Mümkün değil de hadi, yine oldu diyelim.
2002’den bu yana kesintisiz iktidarda olan ve 19 yıllık süreçte sandıkta götüremedikleri için muhtırasından, darbesine, küresel finans baskılarından, hükümetleri itibarsızlaştırma girişimlerine, Gezi Parkı gibi toplumsal ayaklanma olaylarından, Boğaziçi eylemlerine, istihbarat kurumlarının çökertilmesinden terör saldırılarına kadar bir dizi siyaset dışı ve meşru olmayan baskılarla iktidardan indirmeye çalıştıkları AK Parti’nin lideri Cumhurbaşkanı Erdoğan eğer bugün çıkıp da “Hodri Meydan seçime gidiyoruz” dese de yine aynı …
Adına ister erken seçim deyin, ister baskın seçim. Başka zaman olsa yüzde 50 artı 1’in dışındaki kesim için tam bir güzellik. Ancak bugün sokaktaki insanımız için bunun da hiç değeri yok!