“Bazı“ belediye başkanları fark atıyor…
Cennet Yüzer Cankılıç
cankilic@ritimhaber.com -
Şimdi diyeceksiniz ki;
“Sağ tandanslı ve de AK Parti’nin politikalarını bugüne kadar destekleyen yazar olarak elbette AK Partili belediyeleri öveceksin”.
Yanlış!
İş yapanları destekliyorum, aynen Osmangazi’yi, Kestel’i ve Yıldırım’ı övdüğüm gibi yer yer icraata göre Nilüfer’i ve Mudanya’yı da destekleyen yazılarım oluyor.
Ama göz göre göre de gidip sırf makamda ‘AK Partili belediye başkanı var’ diyerek bir Orhangazi’yi ya da bir Karacabey Belediyesi’ni övmüyorum, ya da Keles ve Harmancık belediyelerini…
Buraları sadece biz yazarlar, gazeteciler değil AK Parti’nin içindeki otoriteler tarafından da açıktan açığa vatandaşa katma değer sağlanmadığı için eleştiriliyor.
Hepten de haksızlık etmeyeyim.
Evet, başkanlar iş yapıyorlar. Lakin, başlarını borçtan kaldıramıyorlar ve Büyükşehir Belediyesi olmasa hepten sabah gelip akşam memur gibi eve gidecekler. Yöneticilik aynı zamanda marifet ister, beceri ister. Neticede belediyeler para kazanma yeri değil, kimse başkanlardan Merkez Bankası gibi değerli evrak rezervi beklemiyor. İcraat istiyor. Yeni proje istiyor. Rutin belediyecilik değil. Makam bekçiliği hiç değil…
Yani, sözün özü belediyelerin kasasının borçlu olması çok normal.
Rutin belediyecilik değil yeni projeleri ve yatırımları sürdürülebilir kılmak. Eğer hem borçlu olup hem de icraatınla fark atabiliyorsan o zaman “iş bilenin, kılıç kuşananın” olur.
Aynen Osmangazi, Kestel ve Yıldırım Belediye Başkanları gibi…
*** ***
Dün ilk durağımız Osmangazi Belediyesi’nin Emek’te temelini attığı Spor Tesisi idi. “Bu da icraat mı?” demeyin, tören alanına gittiğimizde gördük. Hem muhtar hem de mahallenin çocukları sanki define bulmuş gibi sevinçli idiler. Çocuklar sokak aralarında top koşturuyorlarmış. Daha temeli atılmadan “Ne zaman bitecek?” diye başkanın etrafını sardılar.
Başkan Mustafa Dündar, bugüne kadar büyük çaplı kompleks olarak 48 spor tesisini ilçeye kazandırdıklarını söyledi. Bu tesislerin sadece mahallenin çocuklarına değil, amatör spor kulüplerine de hizmet verdiğini ifade etti.
Tesisin perde arkasındaki önemini de ben belirteyim.
Emek bölgemiz merkezdeki mahalle kültürünün, disiplininin çok dışında çocukları ve gençleri kötü alışkanlıklara yöneltecek iç ve dış etkenlerin yoğun baskısı altında. Yerel yönetimlerin bu basit gibi görünen hizmetleri çocukları sokaklardan kurtarıp belli bir disiplin ve gözetim altına sokacak, yetiştirecek alt yapı tesisleri durumunda.
*** ***
İkinci durağımız Kestel Belediyesi’nin Çataltepe’deki harman yeri oldu.
Belediye Başkanı Önder Tanır, 4 yıldır Türkiye’nin en ucuz ekmeğini üretiyor. Yaygın basının da dikkatini çekti, ana haber bültenlerinde “örnek proje” olarak genişçe yer aldı. Buradaki buğdayları değirmende öğütüp un haline getiriyor ve ekmek yapıyor. 400 gr. tamı tamına 1 lira. Şu anda 250 gr. beyaz ekmek 7,5 liradan satılıyor.
Bunu nasıl beceriyor dersiniz? İşte dedik ya ‘İş bilenin kılıç kuşananın’ diye. Çataltepe mevkiinde 1050 dönümlük boş alana 4 yıldır buğday ekiyor. Dün de akşam üstü burada hasat vardı. Uzun yıllar sonra ilk defa buğday tarlasındaki başakların içinde idim. Bildiğim kadarıyla Başkan Tanır asrın felaketinin yaşandığı deprem bölgemize de bu ekmeklerden yeterince gönderdi.
Yani ucuz ekmek üretmek ve ihtiyaç sahiplerine faydalandırmak için öyle çok zeki ve maddi imkana sahip olmaya gerek yok. Maksat vatandaşa katkı sağlamak olunca gerisi zaten geliyor…
*** ***
Ve belediyecilik anlamında dünden yansıyan son örnek çalışma da Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz’dan geldi. Hep çevremde de dile getiriyorum. Başkan Yılmaz’ın göreve geldiğinden bu yana sessiz sedasız yaptığı ve sadece ilçeye değil Bursa’nın geneline de katma değer sağlayan 2 büyük çalışması var. Biri uyumayan kütüphane adı altında gençlerimizin hizmetinde 7/24 açık olan kütüphaneler.
İkincisi, yeşil alan anlamında en fakir bölge olarak ilçeye kazandırdığı “Kent Parkları” adı altında binlerce dönümlük yeşil alanlar. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 81 ilde yapmakta olduğu ‘Millet Parkları‘ bu ‘Kent Parkları‘nın yanında ister inanın ister inanmayın dev kadar…
120 bin metrekare Balaban Mesire Alanı, Büyükşehir Belediyesi ile yapılan 200 bin metrekarelik Vakıf Bera Parkı, 200 bin metrekarelik Gökdere Millet Parkı, 600 bin metrekarelik 75. Yıl Yiğitler Kent Parkı, 100 bin metrekarelik Değirmenönü Kent Parkı, yine bu bölgede yapımı devam eden 100 bin metrekarelik Orman Parkı ile yapımı devam eden Hünkâr Korusu ve son olarak hafta sonu hizmete açılan 100 bin metrekarelik Cumalıkızık Kent Parkı. Ben açılış törenine katılamamıştım, o yüzden Başkan Yardımcısı Taner Taştekin’den “Abla Bursa basınımızla başkanımız burada bir akşam buluşması yapmak istiyor” dediğinde seve seve davete icabet ettim.
Parkın kapısından içeri girer girmez şaşırdık. Daha açılalı 3 gün olmuş içerisi ana baba günü. Neredeyse ailecek kilim atıp üzerinde oturulacak yeşil alan ya da piknik yapacak masa bulmak zor.
Basın mensuplarının yoğun katılım gösterdiği buluşmada Başkan Yılmaz söyledi; “Burası sadece ilçeye değil tüm Bursa’ya hizmetimizdir. Bursa’nın her bölgesinden vatandaşlarımız yoğun katılım gösteriyor, bu da bizim çok mutlu ediyor.”
Bu parkın en önemli özelliği yürüyüş parkurları, ihtiyaçların giderilmesi için modern ve bakımlı tesislerin yanı sıra küçük kitapevlerinin de bulunması. İnsanlar kuş cıvıltıları içinde parkta oluşturulan kitabevlerinden kitap alıp okuma fırsatı elde ediyor ki, başka bir örneği olduğunu sanmıyorum.
AK Parti ilçe Başkanı Ali Erbay’ın da katıldığı buluşmada Başkan Oktay Yılmaz parkların dışında yapmış olduğu diğer yatırımlardan da bahsetti. Benim özellikle üzerinde durduğum parklar olduğu için bu konuya ağırlık verdim. Bir de Mollaarap Mahallesi’nde kayan bölge de 50 bin metrekarelik yeşil alana çevriliyor.
