Kirazlıyayla Sanatoryumu Uludağ’ı 2. Davos yapar mı?
Cennet Yüzer Cankılıç
cankilic@ritimhaber.com -Tam bir envanter var mı bilmiyorum ama, kentin tarihi dokusunu günümüze taşıma anlamında son 15 yılda Bursa’ya irili, ufaklı en az 500-600 eser kazandırılmıştır diyebilirim.
Bu konuda Büyükşehir, Osmangazi ve Yıldırım başta olmak üzere belediyelerin tarihi eserleri restore çalışmaları yadsınamayacak şekilde takdir görüyor.
Son olarak bu çalışmalara bu sefer yakın tarihimizden bir yapı daha eklendi. Uludağ Kirazlıyayla’da 1949 yılında Sanatoryum olarak hizmete açılan , ancak sonraki yıllarda işlevini yitirip dönem dönem özel işletmecilerce otel olarak da kullanılan, atıl, köhne yapı BTSO tarafından restore edilerek yeniden günümüze kazandırıldı.
Bu yapı 3 gün önce Kirazlıyayla Sanatoryumu adıyla ilk olarak basın mensuplarına kapılarını açarken Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ın da katıldığı Uzay Kaşifleri Derneği’nin Uluslararası Kongresi’ne ev sahipliği yaptı. Tam 74 yılın ardından yeniden işlevsel hale getirilen Kirazlıyayla Sanatoryumu BTSO’nun “Yaşam Boyu Eğitim Merkezi” olarak “Bursa Business School” yani BBS adıyla hizmet verecek.
Tarihi yapının gezisine katılamadım ama muhabir arkadaşlardan detaylı bilgileri aldım. Burası iş dünyasının seminer ve toplantılarının, kongrelerinin yapılacağı ve yaz-kış , 12 ay kapısının açık olacağı bir eğitim üssü hedefiyle projelendirilip, tasarlanmış. Restoresi 7 yıl sürmüş.
Burası için bir anlamda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın taa 2009 yılında “Uludağ’ı 2. Davos yapalım” dediği ama bir türlü bu hayalin gerçekleşemediği projenin temel taşı da denilebilir.
Süreçte; BTSO, yerli ve yabancı iş dünyasının temsilcilerini, markalarını buraya çekebilirse ki, İbrahim Burkay ve ekibi bu konuda bir hayli kararlı işte o zaman sadece makus talihini bir türlü yenemeyen Uludağ için değil, Bursa ve ülkemiz için küresel ekonominin aktörlerinin buluşma merkezi olur.
Bu umudumu korumakla beraber ileriye dönük küçük bir çekincemi de belirteyim. İnşallah süreçte burası Burkay sonrasında kamu kurum ve kuruluşların eğitim seminerlerinin tipik hizmet merkezi adı altında tatilcilerin mekanı haline gelmez… Projenin sürdürülebilirliği esas olmalı…
Bakan Yardımcısı Bursa’yı bizden daha iyi biliyor!.. Geçtiğimiz ay Valiler Kararnamesi ile Bursa Valisi Yakup Canbolat Aydın’a atanırken, Mardin Valisi Mahmut Demirtaş da Bursa’nın yeni Valisi olmuştu.
Yeni valiyi makamında enbursa olarak ziyaret ettiğimizde Bursa’nın ilk en büyük 3 sorunundan bahsetmişti. Birincisi uyuşturucu, ikincisi hırsızlık ve üçüncüsü trafik yoğunluğu.
Bunlarla her açıdan, her platformdan ivedilikle mücadele edileceğini belirtip kararlılığını sergilerken, idari kesime getirdiği heyecan dalgası da basın ve sosyal medya mecraları vasıtasıyla kamuoyu tarafından dikkat çekiyor.
Tıpkı 2013-2016 yılları arasında Bursa’da Valilik yapan Münir Karaloğlu gibi…
Gittiğinde “Bursa için büyük kayıp” yorumlarında bulunmuştuk ki, geçen süre bu değerlendirmelerimizin ne kadar yerinde olduğunu da göstermişti.
Münir Karaloğlu Antalya’da pandemi dönemini çok başarılı yürüten valilerden idi. Kendini makamına kapatmamış, covid virüsüne rağmen korkusuzca devletin varlığını sokaklarda göstermişti.
Twetterdan ilgiyle takip ettiğim için o süreci az buçuk biliyorum ve kendisini duyarlılığından dolayı kutlamıştım. Yine burada ekoturizm, su altı ve turizmin geliştirilmesi gibi projelerinde farkındalık ortaya koyarak, Diyarbakır’a atandığında aynen öncesinde Van ve Kocaeli gibi arkasında kendisini seven hatırı sayılır bir kent bırakmıştı.
——– ——–
İşte o sevilen vali genel seçim sonrası Türkiye’nin yeni yönetim kademesinde yer aldı. Yeni kabinenin yeni bakan yardımcılarından oldu.
Geçen hafta AK Parti Genel Merkezi ve bakanlıklar başta olmak üzere bir dizi ziyaret için Ankara’ya gittiğimde, Osmangazi Yörük Türkmen Derneği Başkanı ve Ak Parti eski il Yönetim kurulu Üyesi
Dinçer Akyel’le beraber İçişleri Bakan Yardımcısı Münir Karaloğlu’na da uğradık. Randevumuz olmadığı halde bizi hemen makamında kabul etti.
Dinçer Akyel, dernek olarak bugüne kadar Manavgat orman yangını, Kastamonu sel afeti, Maraş ve Hatay depremlerinde yapmış olduğumuz hizmetleri anlatarak “Yörük ve Türkmenler her zaman devletinin, milletinin emrindedir efendim” dedi. Karaloğlu’na bir de Osmanlı Sancağı takdiminde bulunduk.
Bakan Yardımcısı Karaloğlu ile Bursa üzerine güzel bir sohbet ettik. Bana “sen gazetecisin Bursa siyasetinde ne var ne yok?” diye sordu.
Anlatırken baktım benden daha çok bilgiye sahip. Siyasi camiada adı geçen yeni isimleri dahi biliyor. Bursa ile bağını koparmadığını görmek bizleri de memnun etti. Ayrılırken de “Bursa’ya selamlarımı ve sevgilerimi iletin” dedi.
O selamını da buradan aktarmış olayım…