25 Eylül 2019 - Çarşamba

AK Parti'yi bekleyen büyük tehlike ne?

Yazar - Cennet Yüzer Cankılıç
Okuma Süresi: 4 dk.
968 okunma
Cennet Yüzer Cankılıç

Cennet Yüzer Cankılıç

cankilic@ritimhaber.com -
Google News

Türkiye bir yıldır 'Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi' ile yönetiliyor. Yeni ve alışık olmadığımız bir sistem. Kendi içinde zorlu süreç ve eksikleri var. Külliye, sistemi daha verimli duruma getirmek için bir dizi düzenleme yapıyor ama sistemin asıl zorluğu bundan sonra yapılacak seçimlerde yaşanacak.

 

Çünkü önümüzdeki seçimler ister 2024'te zamanında yapılsın ister 2 yıl sonra, isterse 2017'de baskın seçim olsun, hiçbiri 2018'deki gibi rahat geçmeyecek.

 

Özellikle de iktidar partisi AK Parti için ve tabii ki onun en güçlü destekçisi MHP için!

 

Nasıl mı?

 

Bir kere yeni sistem Meclis aritmetiğinden çok Cumhurbaşkanlığı üzerine kurulu olduğu için!

 

Bundan böyle açıkçası...

 

-TBMM'de hangi parti ne kadar vekil çıkarır?

 

-İktidar ve muhalefet ayrımı nasıl olur?

 

-Anayasayı değiştirmek için çoğunluğu elde edecek parti olur mu? gibi benzer soruların hiç önemi kalmadı.

 

Zira yeni sistemin, gerçekten kuvvetler ayrılığını güçlendirmesi nedeniyle TBMM içinden hükümet çıkamayacağı için Meclis'te kimin çoğunluğu elde ettiğinin önemi yok.

 

Bundan böyle sistem Meclis'i seçim ittifaklarından dolayı küçük ve orta ölçekli partilerden oluşturuyor. Artık öyle yüzde 38'le, 47 ile Meclis'te iktidar olma durumu tarih oldu.

 

Yani seçimler öncesinde kuvvetler ayrılığının sağlanmasından kaynaklanacak "güçlü meclis" sözü, seçimler sonrasında görüldü ki meclisi etkisizleştirdi.

 

Güçlü Meclis'in yerini güçlü hükümet almış durumda. Bu güçlü hükümet sözünün de 2024'e kadar geçerli olduğunu söylemek için kâhin olmaya gerek yok.

 

 Çünkü 2002'den bu yana iktidarın en güçlü partisi olarak tek başına hükümette yer alan AK Parti bu gücünden dolayı 2018 seçimlerinde MHP ile ittifaka giderek yüzde 50+1'i rahatlıkla buldu. MHP hükümete bakan vermeyerek dışarıdan destek yoluna gidiyor ama bu önümüzdeki seçimlerde başka partiler için de geçerli olacak anlamına gelmiyor.

 

Yeni sistem "Meclis'te kim çoğunluğu kazanacak yerine, Cumhurbaşkanı kim olacak?" üzerine kurulu olduğu için burada da ittifaklar devreye giriyor. Önümüzdeki ilk seçimlerde AK Parti içinden 2 yeni parti çıkması durumunda iktidar partisi olarak AK Parti'nin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı veya bir başka ismi yeniden aday gösterip seçtirmesi için en az 3-4 partili ittifaklara ihtiyacı olacak ki, bu da beraberinde pek çok siyasi iç sıkıntıyı beraberinde getiriyor.

 

Kenarda tabela partisi olarak nitelendirilen yüzde 1'lik siyasi oluşumun dahi bu sistemde hayati derecede önemi ortaya çıkıyor. İşte son dönemde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendisini ziyarete gelen SP lideri Temel Karamollaoğlu'na "birlikte çalışalım" demesi, hatta son günlerde İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'e zeytin dalı uzatmasının altında bu ittifak arayışlarının yattığı belirtiliyor.

 

Ayrıca benim edindiğim izlenime göre de üst üste yaşadığımız son seçimlerde partilerin safların netleşmesi anlamında uyguladığı bilinçli kutuplaştırma politikası artık yerini demiri soğutma ve her kesimi kucaklama politikasına döndü ki, bundan sonra kim kiminle beraber gerçekten şaşkınlık yaşayacağız!..

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları