09 Aralık 2020 - Çarşamba

Çin aşısı mı, AB aşısı mı? Tabii ki Çin aşısı…

Yazar - Cennet Yüzer Cankılıç
Okuma Süresi: 5 dk.
640 okunma
Cennet Yüzer Cankılıç

Cennet Yüzer Cankılıç

cankilic@ritimhaber.com -
Google News

Annem pandemi başladığından bu yana evinden hemen hemen hiç çıkmadı. Risk grubunda
 

Dün sordum:

 

“Aşı geliyor, sizlere öncelik tanınacak. Olur musun?”
 

Hemen parladı:

 

 “Yok, yok. Çin’den geliyor, olmam. Yerli aşıyı bekleyeceğim”.

 

 Önceki gün de aynı soruyu arkadaşım 77 yaşındaki annesine sormuş.

 

“Ölürüm de o aşıdan olmam”.
 

Yakın bir arkadaşıma sordum.
 

O da aynı cevabı verdi:

 

“Deli misin olmam. Alman aşısını tercih ederim. “

 

-Neden?
 

Çünkü Çin aşısına karşı toplumda o kadar çok önyargı oluşturuldu ki, yok çip takacaklarmış, yok kısırlaştırıyormuş, yok ölümcülmüş, yok ileride ağır tahribata yol açıyormuş… muş, muş…

 

Zaten Çin, 10 aydır virüsü dünyaya yayan ülke olarak imaj kaybından dolayı yerlerde idi, şimdi adamlar  virüsü yok etmek için aşı geliştirdiler, üstelik bu aşıyı kendi insanlarına yaptılar ama yine de “made in Çin” mallarında olduğu gibi  güven sağlayamadılar.

 

****
 

Oysa bu soru bana sorulsa hiç düşünmeden “evet olurum” derim.
 

Ve yine “Çin’e mi, ABD’ye mi gitmek istersin?” deseler hiç düşünmeden “Çin” derim.
 

Amerika’ya hiç gitmediğim, Çin’e gittiğim halde, tercihim yine Çin olur.
 

Çünkü 3 yıl önce Çin’e gittiğimde Çin’in o büyük kalkınma projesinde geldiği nokta ve hedefleri beni gerçekten çok etkiledi.
 

Çin 90’lı yılların taklitçi Çin’i değil. Tamamen tasarım, kalite ve markalaşma odaklı çalışıyorlar. Bugün dünyanın küresel anlamda en büyük ekonomisine, teknolojisine ve bilimine sahip ülke dersem hiç de abartmamış olurum. O yüzden Trump’lı Amerika’nın bir yıl önce başlatmak üzere olduğu Çin’e karşı ticari savaş boşuna değil… En basiti elimizde tuttuğumuz iPhone telefonlar. Tamamen Çin üretimi.
 

Mutfaklarda kullandığımız küçük elektrikli aletler. Süpürgeler, tencereler, tavalar tamamı Çin üretimi.

 

****
 

Yerinde gördük. 3 yıl önce Çin’in tarihi İpek Yolu‘nu yeniden ekonomik anlamda canlandırmak amacıyla 2049’a kadar devam edecek olan  “bir kuşak bir yol projesi” kapsamında Bursa’dan Ahmet Emin Yılmaz, Kenan Kibar ve ben, İstanbul’dan 5, Ankara’dan da 2 gazeteci toplam 10 basın mensubu,  Çin’in Ulusal Medya Grubu CRI’nın davetlisi olarak 10 günlüğüne teknik sayılabilecek bir gezi yaptık.
 

Şu kadarını söyleyeyim gerisini siz anlayın artık. Adamların hayallerine bizim ufkumuzun yetmeyeceğini gördük. Onların sanatta, turizmde, teknolojide, sanayide, ticari alanda ve sağlıkta geldikleri nokta ile 50 ve 100 yıllık hedeflerine göre kentleşme ile ulaşımda yaptıkları planlamalar, Avrupa’da daha önce gördüğüm 9 ülkenin fersah fersah üstünde.

 

****

 

3 yıl önceki gezimizde bizi Shangai kentinde bir nevi gen bankasına özel izinle götürmüşler, orada gördüklerimiz karşısında neredeyse küçük dilimizi yutmuştuk. Burası kısaca Çin’in ülkesindeki vatandaşlarının genetik hastalıklarını yok etmeye yönelik bilimsel araştırma merkezi diyebilirim. Ülkedeki hastanelerden, üniversitelerden buraya kişilerin kan gruplarından DNA‘larına kadar tüm verileri aktarılıyor. Depolanan verilerden ileriki yıllarda bilim kurgu filmlerinde olduğu gibi çiftlerin doğacak çocuklarının ten, göz rengine kadar kodlama yöntemi ile seçme tercihinde bulunabilecek.
 

Yine o gezide sağlık açısından yeni bir teknolojik buluşu da izleme imkanı elde ettik.
 

Devlet desteğinde Shanghai Anhan Medikal Teknoloji Şirketi’nce geliştirilen mide kapsülü adı verilen "manyetik kontrollü mide endoskopisi kapsülü”nü uygulamalı olarak bizlere tanıttılar.

 

Bu kapsülün içinde küçük bir robot bulunuyor. Ağızdan sıvı ile alınıyor ve midede 15 dakikada acısız,  anestezi uygulamadan endoskopi yapıyor. İşini bitiren kapsül dışkı yoluyla vücut dışına atılıyor.
 

Bu uygulamadan bir yıl sonra kapsül bizim ülkemizde de büyük hastanelerde kullanılmaya başlandı.

 

****

 

Bunları daha detaylı gezi sonrası yazmıştım Şimdi özellikle aşıdan dolayı vurgulamak istedim, Çin’den gelecek olan ve hali hazırda gönüllü denekler üzerinde uygulaması yapılan aşı, Sağlık Bakanı’nın söylediği gibi güvenilir. Hem bu aşı ölü Covid mikroorganizmasından oluşuyor. Yani canlı değil. Çocuklara yapılan aşılar gibi. Risk yok. Amaç insan vücudunun savunma mekanizmasını geliştirmek.
 

Siz bakmayın ortalarda yaygara koparanlara. Komplo teorileri üretenlere. Aşı gelsin bakın korkudan ilk onlar müracaat etmezlerse ben ne yapayım!
 

Benim derdim de zaten onlar değil, annem gibi, arkadaşımın annesi gibi belli bir yaş kitlesi üzerine oynadıkları aslı astarı olmayan algı operasyonu.

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları