05 Aralık 2024 - Perşembe

Türkiye ekonomisini 2025’te neler bekliyor?

Yazar - Cennet Yüzer Cankılıç
Okuma Süresi: 7 dk.
31 okunma
Cennet Yüzer Cankılıç

Cennet Yüzer Cankılıç

cankilic@ritimhaber.com -
Google News

Gelin bu sorunun öngörüsel cevabını vermeden önce, 1 yıl geriye gidelim ve “2024’te Türkiye ekonomisini neler bekliyor?” başlığına bir göz atalım.

Ekonomi alanının saygın yayın organlarından Bloomberg’in internet sitesinde tam bir yıl önce 2024 yılı için şöyle bir değerlendirmede bulunulmuş:

“-Para politikasındaki sıkılığın 2024 yılında devam etmesi beklenirken, bu durumun büyüme görünümü üzerinde de aşağı yönlü baskı yaratması öngörülüyor. Söz konusu durum orta vadeli programın (OVP) hedeflerine de yansımış durumda. OVP’de Türkiye ekonomisinin 2023 yılını yüzde 4,4’lük bir büyüme ile kapatması öngörülürken, 2024 yılına ilişkin beklenti ise büyümenin yüzde 4’e gerileyeceği yönünde. ( Türkiye 1. Çeyrekte yüzde 5.3, 2. Çeyrekte yüzde 2.4 ve 3. Çeyrekte yüzde 2.1 büyüdü. Tahminler 2024’ü 3 ve ya 3.1 büyüme ile kapatması)

-Para politikasındaki sıkılığın devamı 2024 yılında Türkiye ekonomisinde büyümenin önemli motorlarından biri olan iç talep üzerinde daha fazla etki yaratması bekleniyor. Yılın ilk üç çeyreğinde iç talepte yavaşlamanın belirginleşmesi bekleniyor. Bununla birlikte 2024 yılı için dış talebin de pek parlak görünmediği belirtiliyor. Son gelen ekonomik veriler resesyon fiyatlamalarını bir miktar geriletse de ekonomide yavaşlamanın etkisinin devam etmesi bekleniyor. Bu durumun da Türkiye ekonomisinde dış talebi olumsuz etkileyebileceği öngörülüyor. (Doğru. İç ve dış talep yavaşladı)

-2024 yılı için makro ekonomideki en temel başlık enflasyon. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’ndan (TCMB) gelen sinyaller para politikasındaki sıkılığın devam edeceği yönünde.TCMB’nin beklentileri de Mayıs ayında enflasyonun yüzde 70 ile zirveye çıkacağı yönünde. OVP’de yıl sonu için enflasyon hedefi yüzde 33 belirlenirken, TCMB’nin enflasyon raporunda ise yüzde 36 olarak tahmin edildi. (Kasım ayı enflasyon oranı yüzde 47.09)

-2024 için uygulanacak asgari ücrete gelen yüzde 49’luk zam enflasyonda beklentilerini yeniden yukarı çevirdi. Yılın ilk yarısında ücretlere gelen artışın etkisiyle enflasyonun hareketlenmesi bekleniyor (Benzer durum geçerli. Asgari ücrete zam oranı enflasyonu yükseltmesi bekleniyor)

-2024’te makro ekonomik açıdan en kritik başlık bütçe dengesi olacak. 2023 yılının Şubat ayında tüm Türkiye’yi sarsan depremin yarattığı yıkım dolayısıyla bu bölgedeki imar çalışmaları merkezi yönetim bütçesi üzerinde önemli etki yaratacak. OVP döneminde bu harcamaların 1 trilyon TL’yi aşan büyüklüğe ulaşacağı öngörüldü. Bu durum bütçe açığının milli gelir içindeki payının yükselmesini beraberinde getirecek. Ayrıca parasal sıkılık düzeyi dolayısıyla ekonomide yaşanan yavaşlamanın vergi gelirlerinde de potansiyel bir yavaşlamaya yol açması bekleniyor.(Tahmin doğru çıktı)

- Yılın ilk yarısında borçlanma maliyetlerindeki yüksek seyir dolayısıyla yatırım malları ithalatında düşüş olası görülürken, enflasyonun yüksek seyrinin tüketim malları ithalatında da baskı yaratması bekleniyor. Tasarruf sahipleri için enflasyon korunması açısından işlev gören altın yatırımı dolayısıyla altın ithalatında da yukarı yönlü ivmenin söz konusu olabileceği değerlendiriliyor. Turizm sezonunda ise cari dengenin pozitif bir ivme yakalaması öngörülüyor.(Altın en değerli meta oldu)

-Bu değerlendirmeler ışığında cari açığın yaz aylarında 30 milyar dolarlara gelmesi yılı ise 40 milyar dolara yakın bir seviyede tamamlaması tahmin ediliyor. (2024 yılı Ağustos ayı itibarıyla yıllıklandırılmış cari işlemler açığı 11,3 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti)

-2024 için makroekonomik bağlamdaki önemli başlıklardan biri de Türkiye’nin not görünümü ve risk primindeki seyir olacak. Ekonomi politikalarında normalleşmenin devam etmesine bağlı olarak, 2024 yılı içinde her 3 kredi derecelendirme kuruluşundan da kredi notu artışları görülmesi kuvvetle muhtemel görünüyor. Yılın ilk değerlendirmelerinden biri Ocak ayındaki Moody’s değerlendirmesi olacak. Kredi notu artışlarıyla beraber, Türkiye’nin 5-yıllık CDS primi 200-250 civarında dengelenebileceği öngörülüyor.(Doğru. Temmuz’da önce Moody's, Türkiye'nin kredi notunu "B3"ten "B1"e yükseltirken, Kasım ayında da Standard Poor's (SP), Türkiye'nin kredi notunu "B+"dan "BB-"ye yükseltti)

PEKİ 2025’TE BİZİ NE BEKLİYOR?

Peki önümüzdeki yıl, yani 2025’te Türkiye ekonomisi nasıl olacak? dediğimizde ekonomistlerin ilk değerlendirmelerine göre ülkemizi acı bir reçete bekliyor. Büyüme, enflasyon, para politikaları ve dış ticaret gibi birçok alanda karmaşık dinamiklerle karşı karşıya kalacağız.

Şöyle ki;

Büyüme Oranı: IMF ve BM Türkiye ekonomisinin 2025'te %2,7 ila %3,1 arasında büyüyeceğini tahmin ediyor. Bu yavaşlama, 2023'teki parasal ve mali sıkılaştırmaların etkilerine bağlanıyor. Bununla birlikte, teknoloji ve sanayi alanındaki yatırımların büyümeye katkı sağlaması öngörülüyor.

Enflasyon: 2025'te enflasyonun düşüşte olması bekleniyor. BM, yıllık enflasyonun 2025 yılında %21,7'ye gerileyebileceğini öngörüyor.Para politikalarındaki sıkılaştırmanın enflasyonu kontrol altında tutmada etkili olması hedefleniyor.​

Döviz ve Dış Ticaret: Döviz kurlarında istikrar sağlanması ve dış ticaret açığının azaltılması öncelikli hedeflerden biri. Enerji ithalatına bağımlılık nedeniyle dış ticaret açığı gündemde kalmaya devam ederken, yerli üretim ve ihracat kapasitesini artırıcı politikalar uygulanması planlanıyor. Döviz girişlerinin artışı, TL üzerinde pozitif etkiler yaratabilir​

Yatırım ve Teknoloji: Dijitalleşme, yapay zeka ve fintech sektörlerine yapılan yatırımlar, Türkiye ekonomisinin 2025 yılında küresel ölçekte daha rekabetçi hale gelmesini sağlayabilir. Yeşil dönüşüm ve teknoloji yatırımları da önemli bir odak noktası olacak​.(Yeşil dönüşüm şimdiden literatüre girdi)

İstihdam: İşsizlik oranlarının 2025 yılında yüksek seyretmesi bekleniyor.(özellikle sanayi alanında şimdiden başladı)

Sonuç olarak, 2025 yılı Türkiye ekonomisi açısından bir dönüşüm dönemi olacak. Sıkı para politikaları, yerli üretim odaklı büyüme stratejileri ve teknolojik yatırımlar, ekonomiyi şekillendirecek ana unsurlar arasında yer alacak. Ancak, jeopolitik riskler ve küresel ekonomik gelişmelerin de etkisi büyük olmaya devam edecek.

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları