Ekonomistlere göre enflasyonla yaşamayı öğrenmeli -imişiz!
Cennet Yüzer Cankılıç
cankilic@ritimhaber.com -Uzun bir süredir TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamları ile vatandaşın cebini yakan enflasyon rakamları birbirini tutmuyor. Bu yüzden halk arasında “Rakamlarla oynanıyor” şeklinde bir algı oluştu. Bu algı doğru mudur, yanlış mıdır? Bilemeyiz, ama bildiğimiz bir şey var ki, enflasyon rakamları gerçekten devletin de, hükümetin de, iktidar partisinin de, muhalefetin de, işçinin de, memurun da emeklinin de iş verenin de, yerlisinin de mültecinin de en büyük derdi.
Hele ki doların 18’lere dayandığı zamanda, çarşı-pazarda, marketlerde anlık değişen etiket rakamları, peş peşe gelen zamlar, bir gecede doların inmesine rağmen hükümetin tüm baskıcı tutumlarına rağmen düşmemekte direniyor ve enflasyon ciddi anlamda ülkemizi fakirleştiriyor.
Freni patlamış kamyon misali artmaya devam ediyor.
Bugün açıklanan resmi verilere göre yıllık enflasyon yüzde 36.08.Sokaktaki enflasyon tabii bunun en fazla 7-8 üzerinde.
Ekonomistlere göre TÜİK rakamı içinde bulunduğumuz hayat pahalılığında çok çok iyimser bir rakam. Öyle ki, yılbaşı gecesi elektrik ve doğalgaza yapılan yüksek zamlarla bu rakamın önümüzdeki 2 ay içinde yüzde 40’lara dayanmasının ve geçmesinin hiç kimse için sürpriz olmayacağı görüşündeler.
Buradan da anlıyoruz ki, bırakın etiketlere yazılan fiyatların düşmesini zam yağmuru ile daha da artacak.
Hükümet istediği kadar asgari ücreti, memur ve işçinin maaşını, emeklinin maaşını, öğrencilere verdiği bursların miktarını arttırsın, enflasyon düşmediği sürece artışların, iyileştirmelerin anlamı kalmayacak ve elimizdeki var olan da eriyecek.
Sonuçta çok kötü bir benzetme olacak ama, ekonomistlerden anladığım şu:
Nasıl ki deprembilimciler “Deprem kaçınılmaz, depremle yaşamayı öğrenmeliyiz” diyor ya, anlaşılan “bizler de uzun süre enflasyonla yaşamayı öğrenmeliyiz”.
(Benim şimdilik şahsi görüşüm bu değil tabii, iyimser bakış açımı korumaya çalışıyorum. En azından önümüzdeki 3 ay dilimi zarfında. Çünkü hükümetin döviz kuruna karşı uygulamaya koyduğu yeni modelin ilk sonuçlarını Mart sonu alacağız. Düşük faiz, ihracat, üretim ve istihdam artışı)
ARJANTİN’DEN SONRA ENFLASYON REKORU BİZDE
Bu arada şu gerçeği de belirtmek gerekiyor.
Enflasyon sadece bizim sorunumuz değil, pandemi sonrası azalan üretim, artan talep bir anda enflasyonu küresel sorun haline getirdi.
Dünyanın en büyük ekonomisine sahip ABD yüzde 6.8 ile yıllık bazda son 39 yılın en büyük enflasyonunu görürken, Avrupa Birliği ülkeleri de yüzde 4.90 ‘la son 25 yılın, sanayi devi Almanya’da yüzde 5.2 ile son 30 yılın rekorunu kırmış durumda.
Dünyanın en gelişmiş ekonomisine sahip G 20 ülkeleri sıralamasında ise;
Birinci sırayı yüzde 51.20 enflasyon oranıyla Arjantin alırken, maalesef ikinci sırayı yüzde 36.8 ile Türkiye, üçüncü sırayı da yüzde 10. 74 ile Brezilya alıyor.
(Hatırlatması bile acı veriyor ama doğruya doğru. Daha geçen yıl Brezilya’daki ve Arjantin’deki fiyat artışıyla sosyal medyada dalga geçen bizdik. Bir tarafa deste deste kağıt paraları, diğer tarafa 12’li tuvalet kağıdını koyan paylaşımlara gülüp, hayret ediyorduk. O günleri biz de gördük!)
Yıllık enflasyon sıralamasında Brezilya’yı yüzde 8.39 ile Rusya, 7.37 ile Meksika, yüzde 6.8 ile ABD yüzde 6.7 ile İspanya takip ediyor.
Almanya ve Hollanda yüzde 5.2, İngiltere yüzde 5.1’le listenin altlarında yer alırken, Güney Afrika Ülkesi yüzde 5.5 ve dünyanın Çin’den sonra en büyük nüfusuna sahip Hindistan’ın bile yıllık enflasyonu oranı yüzde 4.91 olarak dikkat çekiyor.