21 Eylül 2020 - Pazartesi

Üç Covid hastasının ilginç hikayesi...

Yazar - Cennet Yüzer Cankılıç
Okuma Süresi: 7 dk.
1051 okunma
Cennet Yüzer Cankılıç

Cennet Yüzer Cankılıç

cankilic@ritimhaber.com -
Google News

Sağlık Bakanlığı'nın Covid-19 rakamlarında gerçeği yansıtmadığı iddialarını bilemem, ama bildiğim şu ki, nisan ayının başında "corona"ya yakalandığımda akrabalarımda, komşularımda, yakınlarımda, arkadaşlarımda, meslekdaşlarımda, çevremde ve uzaktan tanıdıklarım içinde ben ve 2 oğlum tektik.

 

Şimdi ise çember öyle daraldı ki, başımı ne tarafa çevirsem bir Covidli tanıdığa rastlıyorum. Yanlış anlaşılmasın, ya Covid geçirdiğini öğreniyorum ya evde karantinada veya hastanede tedavi altında olduğunu. Kronik rahatsızlığı bulunan iş ve siyaset camiasının tanınmış ismi, Yıldırım Belediye Meclis Üyesi Feridun Özyüksel, daha geçen gün görüşmemizde söylemişti:

 

"Çember öyle daralıyor ki, her an benim kapımı çalar diye endişe içinde bekliyorum. Gerçekten hafif, ayakta atlatacağımı bilsem Covidli bir arkadaşa gidip sarılacağım, inan o haldeyim."

 

Tabii ben geçirdim diye pisikolojikman biraz daha rahatım. Bizim Dr. Murat Ünal'a (eski Sağlık müdürü ve Bursa Tabip Odası Başkanı) göre antikorum var ve korkmamam lazım. Ki o hepimizden daha rahat, Erçiyes Üniversitesi Teknopark'ında üniversite işbirliği ile geliştirilen gümüş iyon teknolojisi üretimi yerli malı 12 saat koruma faktörlü dezenfektanı sabah evden çıkarken üstüne başına döküyor, sonra normal hayatına devam ediyor. Daha bugüne kadar hastalanmadı.

 

Ortalık cins cins dezenfektandan geçilmiyor, orası ayrıca incelenmesi gereken, hatta Sağlık Bakanlığı'nın sıkı denetimine tabi tutulması gereken bir konu.

 

Kısaca bilim dünyası antikor konusunda da belirsiz. Kimi hastalık geçirenlerin kanında 2 ay, kimi 3 ay, kimi de 6 ay antikor bulunduğunu söylüyor. Kişiden kişiye değişiyor.

 

Hastalığın seyri de öyle...

 

Yakın çevremden üç örnek vereceğim ki, sizler de ona göre daha dikkatli olun.

 

Birincisi hani çocuklarda, gençlerde bu hastalığın hemen hemen görülmediği belirtiliyordu ya, hiç öyle değil. Yakın komşumun 8 aylık torunu 5 gün önce ağır ateşten hastaneye kaldırıldı, yapılan tetkiklerde bebekte Covid çıktı. Tedaviyle ateşi düşürüldü ve bebek şimdi maşallah evde, gayet iyi, oradan oraya emekleyerek evdekileri peşinden koşturuyor.

 

Ama onun doğrudan temaslı olduğu, annesi, babası, anneannesi, dedesi, dayısı ile babaannesi, halası, teyzesi, eniştesi ve iki kuzeni, yani 4 ev halkı filyasyon ekibi tarafından karantinaya alındı. Nineler dedeler 65 yaş üstü ve kalp ile tansiyonla başlayan kronik rahatsızlıklardan yok yok. Şimdi hepsi diken üstünde, "acaba bana da bulaştı mı?" diye endişe içinde virüsün kapılarını çalmasını bekliyorlar.

 

İkinci örneğim de, siyaseten tanıdık bir isimden. Orhaneli eski Belediye Başkanı ve Türk Dünyası Yörük Türkmen Birliği Başkanı İrfan Tatlıoğlu da geçen hafta coronaya yakalandı. Birliğin genel sektereri ile Ankara'ya giden Tatlıoğlu, dönüşte, genel sekreterin testinin pozitif çıkması nedeniyle kendiliğinden karantinaya girdi. Şüphelenerek özel hastaneye gitti, test yaptırdı ve Covid olduğunu öğrendi. 5 gün hiçbir şikayeti yoktu.

 

 

Sık sık telefonda görüştüğüm için biliyorum, sesi o kadar canlı idi ki, "ateşim yok, öksürüğüm yok, başım ağrımıyor, eklem ağrım yok" diyordu. Ama bizim genel sekreterimiz Cemal Akkuş, hastaneye kaldırılınca o da işkilleniyor, 5. gün filyasyon ekibini arıyor. Kan tahlili yaptırmak istediğini söylüyor. Ekip memurları "Ateşiniz var mı, öksürüyor musunuz?" diye soruyor. O da "hayır" diyor. Bunun üzerine görevli "Bu ve benzeri şikayetleriniz olunca ancak size test yapılabilir diyor ve telefonu kapatıyor." Başkan Tatlıoğlu 6. gün yine arıyor ve görevli ile aralarında aynı diyalog geçiyor.

 

Ama içinden bir ses sürekli kan tahlili yapılması gerektiğini söylüyor. Bunun üzerine 7. gün farklı bir taktik uyguluyor. Filyasyon ekibini arıyor, "Ateşim çıktı, düşüremiyorum, öksürüğüm de dinmiyor, eklem ağrılarımdan duramıyorum" diyor. Akabinde 15 dakika sonra ambulans evinin kapısına geliyor ve kendisini hemen Şehir Hastanesi'ne kaldırıyorlar.

 

İyi ki bu taktiği yapmış, yoksa şimdi Tatlıoğlu yoğun bakımda makinalara bağlı hayat mücadelesi veriyor olacaktı. İçindeki ses ısrarında haklı çıkmış. Yapılan kan tahlilinde virüsün tüm vücudunu kapladığı ve akciğer filminde de ciğerlerine indiği görüldü. 4 gündür hastanede tedavi altında tutuluyor. "Verilmiş sadakam varmış, ben 3. gün eğer bu şekilde yalan söylemeseydim, çoktan entübe olmuştuk." diyen Tatlıoğlu'nun enteresandır, hala ateşi ve öksürüğü yok.

 

Durumu her geçen gün daha iyiye gidiyor.

 

 

Üçüncü örnek de, sözünü ettiğim Birliğimizin çalışkan Genel Sekreteri Cemal Akkuş'tu. Cemal Bey, 2 hafta önce evinde iki aile arasında kısıtlı sayıda davetlinin katılımıyla kızını nişanladı. Aile büyükleri de olduğu için tüm tedbirleri en yüksek seviyede uyguladığını titiz yapısından dolayı biliyorum. O akşam nişana oğlunun İstanbul'dan yakın arkadaşı katıldı. Sonradan öğrendiler ki arkadaşı corona imiş ama ayakta atlattığı için hiç farkında olmamış!

 

İşte bu nişandan 3 gün sonra 80 yaşındaki annesi hastaneye kaldırıldı, kalp hastası olan annesi 5. gün taburcu edildi, bu arada kendisi ve ailesi de filyasyon ekibi tarafından karantinaya alındı. Birkaç gün sonra da kendisinin, oğlunun ve kızının test sonuçları pozitif çıktı. Eşinin ise negatif...

 

O da önce evde tedavi oldu, bir hafta sonra öksürük ve ateş başlayınca hemen Çekirge Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Dün taburcu oldu. "14. günümü bitirdim, eskiye göre daha iyiyim. Sadece kendimi halsiz hissediyorum, 15 gün daha karantinada kalacağız" diyen Akkuş da bu hastalığın sinsi olduğunu söyledi. Tatlıoğlu da o da her iki hastanenin coronalı hastalarla dolu olduğunu söyleyerek "aman dikkat, şakası yok" diye de uyardılar.

 

Hepsine bir kere daha geçmiş olsun diyorum...

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları