Siz baharı beklemeye devam edin, Adam kazandı!..

Cennet Yüzer Cankılıç
cankilic@ritimhaber.com -enbursa.com yazarı ve meslektaşım Yüksel Baysal dün seçim sonuçlarını değerlendirdiği yazısında “Adam kaybetti” diyerek, Millet ittifakı çatısı altında toplanan sol ağırlıklı seçmen kesimin Kemal Kılıçdaroğlu’nun yenilgisiyle uğradığı büyük hayal kırıklığını anlattı.
“Süreç çok kötü yönetildi, kaş yapayım derken göz çıkarıldı” dedi, milliyetçilik duygularının ağır bastığını söyledi. Baharı bekleyen kumrular gibi, umutlarının başka bahara kaldığını yazdı.
Okumanızı tavsiye ederim, gerçekten güzel bir tahlil yazısı olmuş.
(Yüksel Baysal’ın yazısı için tıklayınız: https://enbursa.com/adam-kaybetti.html)
Evet, Millet İttifakı’nın adayı kaybetti, ama Cumhur İttifakı’nın adayı kazandı. Demokrasinin gereği de bu. Bir taraf kaybedecek, diğer taraf kazanacak. Demek ki, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a duyulan güven ve destek de 21 yıldır öyle pek azalma olmamış.
Demek ki halkın çoğunluğu 21 yıllık iktidarın bazı politikalarından ve parti yöneticilerinin halkla aralarında ördükleri duvar ve rant, kayırılma iddialarına kızmakla beraber ki, 2018’e rağmen oy oranını yüzde 10 düşürerek bu mesajı fazlasıyla verdi ama genel anlamda AK Parti iktidarından ve Cumhur İttifakı’ndan memnun.
******* ******
Lakin;
Sol kesimde nedense şöyle bir tutum var:
“Sol zihniyet hükümette değilse o ülkede demokrasi yok. Hele ki, iktidarda AK Parti varsa o ülke anti-demokratik bir yönetim içinde…”
Yüksel arkadaşım da zaten yazısında demiş ki:
“Öyle görünüyor ki bu seçimde Türk toplumu korkuları doğrultusunda oy kullandı. Daha doğrusu korkularının esiri oldu”.
Hayret ki tam hayret.
Net söyleyebilirim, Türk toplumu içinde milliyetçi ve vatansever, demokrat, muhafazakâr kimliği ile gayet hür iradesiyle sandığa giden milyonlarca seçmenden biri olarak korkularım doğrultusunda oy kullanmadım. Aynı şekilde çocuklarım da…
Kimse bizi zorlamadı, kimse bize baskı kurmadı.
Çevremdeki Cumhur İttifakı’na oy kullanan eşe, dosta da baktım. Aynı. Demokrasi şöleni içinde, rahat rahat giderek oylarını attılar. Sandıkların başında polis yoktu. Jandarma yoktu. Elimize mühürlü pusula tutuşturan da olmadı.
Bu neyin iddiası, neyin korkusu şimdi?
Aksine ülkemizin güvenliği, geleceği, birliği, beraberliği, huzuru, refahı ve demokrasisi için oyumuzu kullandık. Hem de seve seve. İsteye, isteye…
Hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yüzde 50’yi aşmasına çok az, artık 1’lerle diyebileceğimiz ilave rakamları yakalayamamasına çok üzüldük.
Kahrolduk!..
O yüzden ne doğru dürüst balkon konuşmasına tanık olduk, ne de AK Parti il binalarının önündeki o geleneksel meşaleli kutlama törenlerini pek görebildik.
Ama öyle görülüyor ki ,28 Mayıs’taki ikinci tur seçimlerde Cumhur İttifakı seçmeni Erdoğan’a hakkını verecek.
Diyeceğim o ki;
Sayın Yoldaş, baharı bekleyen kumrular şarkısında olduğu gibi siz beklemeye devam edin, biz de daha bağımsız, daha huzurlu, daha özgür, daha adil, daha eşitlikçi, daha demokratik ve daha refah düzeyi yüksek, daha yerli ve milli sanayi kalkınma hamlesinde üreten bir Türkiye için Mustafa Kemal’in açtığı o medeniyet yolunda yürümeye devam edelim…