Esefle değil, şiddetle kınıyorum…
Cennet Yüzer Cankılıç
cankilic@ritimhaber.com -Aslında bu düğünün etkisinden kurtulamadığım için hemen sıcağı sıcağına yazmayı düşünmüyordum ama Barış Yarkadaş’ın gazetecilik kisvesi altında, sırf AK Parti’yi itibarsızlaştırma çabasıyla zaten yürekleri yanmış iki çiftin tüm ihtişamdan ve gösterişten uzak sade nikah cemiyetlerinin “lüks ve şatafat “ iddiasıyla yalan algıya maruz bırakılmasına üzüldüğüm için yazıyorum.
Cumartesi günü Dinçer Akyel, Ercan Yenice ve İbrahim Beşen’le beraber Ankara’da, siyaseten birlikte yol yürümenin çok ötesinde sevdiğimiz, saydığımız ve 3 ay önce Allah’ın rahmetine kavuşan yakın arkadaşımız AK Parti 24. dönem Bursa Milletvekili Ali Koyuncu’nun oğlu Sefa’nın Dış işleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun kızı Eylül İrem’le hayatını birleştirdiği nikah cemiyetine katıldık.
Ankara Ticaret Odası Kongre Merkezi’nde gerçekleşen nikahta bizim dışımızda Bursa’dan AK Parti ve iş dünyasından pek çok tanınmış isim de vardı. En başta Ali Koyuncu’nun ağabeyi ve çok sevdiği, saydığı eski Bakan Faruk Çelik ki, kendisi aynı zamanda çiftlerin dünür başı olduğu için “Alim’in emaneti “dediği Sefa’nın nikah şahidi idi. İş adamı Faik Çelik, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı ve AK Parti Bursa Milletvekili Hakan Çavuşoğlu, AK Parti Bursa Milletvekili Refik Özen, AK Parti İl Başkanı Davut Gürkan, Mustafakemalpaşa Belediye Başkanı Mehmet Kanar, Karacabey Belediye Başkanı Ali Özkan, ilçe başkanları ve yöneticileri vardı.
Yine gelin Dışişleri Bakanı’nın kızı olunca devletin tepesi de en üst düzeyde orada idi diyebilirim. Kıbrıs Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ve Son Başbakan Binali Yıldırım gelinin şahidi olarak katılım gösterirken, İç İşleri Bakanı Süleyman Soylu, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Hazine ve Maliye Bakanı Lütfü Elvan, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar , Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Politikaları Kurulu Üyesi Nihat Zeybekçi, Çalışma Bakanı Vedat Bilgin, eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç gibi isimler başta olmak üzere pek çok bürokrat, milletvekili ve belediye başkanı ve tabii ki Bakan Çavuşoğlu’nun memleketi Antalya siyaset, iş ve bürokrat camiası olarak tam kadro salonda idi.
***** ****** *****
Başta da belirttim ya…Düğünler, nikahlar, cemiyetler adı üstünde çocukların mürüvvetlerinin gerçekleştiği, yeni yuvaların, yeni birlikteliklerin kurulduğu mutluluk ve heyecanların coşkusunun yaşandığı ve dostlarla paylaşıldığı güzel anlardır.
Ama bu nikah bildiğimiz nikahların çok çok ötesinde mutlulukla, hüznün bir arada yaşandığı anlara sahne olması bakımından çok farklı idi. Hatta diyebilirim ki, hüzün mutluluğu bir adım gölgeledi. Zira, gelinle damat sahneye çıktığında salonda bulunan yüzlerce konuğun bu sevinci ayakta alkışlayarak yaşaması gerekiyordu. Çift nikah defterini imzalarken alkışlar bile cılızdı. Damat 3 ay önce babasını yitirdiği gibi, bir hafta önce de annesinin babasını yani dedesini kaybetmenin acısını tatmıştı.
Gelinle damadın yüzünden taşan hüzün tüm salonu kapsadı. Kendisini iyi tanıyanlar ve tabii bizler de o sırada “Ah Ali şimdi sen burada olsaydın bu salon böyle mi olurdu, davul-zurnadan inlerdi” diyerek iç geçirdik.
Kız tarafı yani Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun da hakkını teslim etmek gerekiyor. Biricik evladım dediği kızını evlendirdiği bu günde damadının ve dünürlerinin üzüntüsüne ortak olup, nikah törenini tüm sadeliği ile gerçekleştirdi. Arka fonda çalınan müzik bile o kadar cılız ve o kadar sade idi ki, anlatamam. Kongre salonunda sahnedeki perdeye yansıtılan çiftlerin baş harflerinin dışında hiçbir süsleme detayı yoktu. Davetlilerin aşağıdaki ana girişten yukarıdaki salona girişlerine ve çıkışlarına kadar da hiçbir şekilde şatafatı andıracak görüntü de yoktu, su dışında ikram yapılmadı. Kapıda konukları karşılayan ailelerin giyinişlerinden misafirperverliklerine kadar sadelikleri, mütevazilikleri ve samimiyetleri de ayrıca takdir topladı.
Yani kısaca bu düğünde bazı sonradan görme, makam ve paradan şımarmış AK Partililerin son yıllarda basına yansıyan, toplum nezdinde tepki toplayan o görgüsüz diyebileceğim ihtişamlı, abartılı, lüks, şaşalı düğünlerinden zerre kadar ne bir görüntü ne de bir hava vardı.
Rahmetli yaşasaydı evet bu sade düğünü varlığıyla şenlendirir, yapsa yapsa Mustafakemalpaşa’dan özel olarak getirttiği davul-zurna ile gürültü koparırdı o kadar. Daha ötesini yapmayı aklından bile geçirmezdi. Zaten kendine de yakıştıramazdı.
***** ***** *****
Ama gelin görün ki böylesine sade ve böylesine hüznün ağırlıkta olduğu bu düğün, dün gazeteci eski CHP Milletvekili Barış Yarkadaş’ın tamamen kötü niyetli algısına maruz kalarak haksız şekilde ülke gündemine oturdu.
Dün öğle saatlerinde attığı bir tweetle hem gelin ve damadı hem de ailelerini ve tabii ki bu aileleri yakından tanıyan biz dostlarını fazlasıyla üzdü.
“Bakan Çavuşoğlu’nun kızının lüks düğünü göz kamaştırdı” diyerek yaptığı paylaşımda sözüm ona düğüne gönderilen takıların görüntülerini paylaştı. Çok geçmeden bu düğünün aslında aynı güne denk gelen Alanya CHP İlçe Başkan Yardımcısı Gökhan Sipahioğlu’nun kızının düğünü olduğu ortaya çıktı. O’da hemen paylaşımını sildi. Zaten o paylaşımlar ile gerçek nikahtaki fotolara bakılınca tamamen yalan haber olduğu da rahatlıkla anlaşılıyor.
Barış Yarkadaş akabinde gelen tepkiler üzerine de düzeltme adı altında bir tweet atarak Çavuşoğlu ailesinden özür diledi ama boşuna…
Ben de kendisini esefle değil şiddetle kınıyorum. Madem siyasilerin lüks, şatafatlı düğünlerine karşısın da be adam;
“Bu düğünün sahibi AK Partili değil de CHP’li çıkınca neden attığın tweeti siliyorsun? neden kendi partiline tepki göstermiyorsun? Nedir bu hediyelerin kaynağı? demiyorsun. Hep temiz siyasetten bahsediyorsun ya, şatafat ve lüks düğün CHP’nin olunca gelen hediyeler senin gözünü kamaştırmıyor mu?”
-Bizim kamaştırıyor da…