Soylu Tayyip Erdoğan için bakın ne dedi?

Cennet Yüzer Cankılıç
cankilic@ritimhaber.com -Doğru Yol Partisi’nde 1987 yılında delegelik ile başlayan siyasi hayatında önce ilçe başkanlığı ardından il başkanlığı, DYP ile ANAP’ın birleşme süreciyle başlayan sancılı geçişte 2 yıl DP genel başkanlığı yaptı. 2007 yılı genel seçimlerinde “Eğer partim yüzde 5.4’ün altında oy alırsa genel başkanlıktan hemen istifa ederim” dedi ve partisinin yüzde 4 oy almasıyla bu sözünü yerine getirdi.
Genel Başkanlıktan istifa etti, sonra kendisiyle istifa eden DYP kökenli il ve ilçe başkanları, yöneticileriyle beraber “Demokrasi Buluşmaları” adı altında sivil insiyatiflerin Türkiye’nin pek çok bölgesinde düzenlediği ki, bunlara bizim Bursa’da dahil konferans ve panellere katıldı. Buralarda Türkiye’nin yeni yüzyıla girerken dönüşümü ve demokratikleşmesi konulu vizyoner değerlendirmelerde bulundu.
Sonra dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’dan gelen teklifi kabul etti ve 2012 yılında AK Parti saflarına katıldı. Önce AR-GE Başkanlığı, ardından Sosyal İşler ve son olarak Teşkilat Başkanlığı görevlerine getirildi. Kasım 2015 yılında yapılan genel erken seçimlerde memleketi Trabzon’dan milletvekili seçildi ve yeni kurulan kabinede önce Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı ardından da 15 Temmuz darbe girişimi sonrası yenilenen kabinede İç İşleri Bakanı olarak görev aldı.
Sonrası malum.
Türkiye Cumhuriyeti’nin gelmiş geçmiş en uzun süreli, 7 yıl İç işleri bakanlığı yaptı. Bu süre zarfında Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan sonra ülkenin en çok konuşulan ismi, en çok eleştirilen, en çok linçe tabi tutulan ve en çok sevilen ismi oldu.
Bakanlık biteli tamı tamına 2 yıl oldu ama o isim, yani Süleyman Soylu hala konuşulmaya, hala tartışılmaya, hala belli kanatlar tarafından linçe uğramaya devam ediyor.
Hem de tüm sessizliğine, tüm sakinliğine rağmen…
Neden?
Çünkü bugünün “Terörsüz Türkiye” projesinin alt yapısını oluşturduğu ve bu milletin kanını emen 40 yıllık PKK ve diğer tüm eklerine hareket kabiliyeti vermediği, CIA ajanları başta olmak üzere tüm yabancı ajanlarının bu topraklarda cirit atmasına engel olduğu için.
HAKİKATEN SABIR KÜPÜYMÜŞ
Soylu, bu kadar linçe tabi uğrayan bir siyasetçi olarak sessizliğini önceki gün sosyal medya platformu X ve Youtube’ta dijital içerik üreten Adem Metan’a bozdu.
Dün youtube global bir kısıtlama içinde olduğu için tamamına pek ulaşamadım ancak, toparlayabildiğim kadarıyla önemli cümlelerini sizinle de paylaşmak istedim.
Öncelikle dedi ki:
“Basının bir bölümü tarağından acımasız sistematik iftiraya uğradım. Bir bölümü tarafından da bu iftiralar karşısında sürekli bir sukut ve sessizlik gördüm. Bir de yapılan mücadeleye hakkaniyetli şekilde “bu kadarı da çok, ayıp oluyor diye not düşenler, bu mücadelenin hakkını verenler vicdan muhasebesiyle hayır diyenler oldu”
Sonra dudak uçuklatan rakamlarla söylemini güçlendirdi:
“2 yılda toplam aleyhimde gazetelerde 2 bin 500 haber yapıldı. Makale yazmak bir kişi hakkında kolay değildir. Benim hakkımda şu ana kadar bin makale yazıldı. Yani bir kümelenme ile yapıldı bunlar. Yine yaklaşık 18 bin TV haberi yapıldı, bunların hepsi olumsuz. İyi ayakta kalmışım.
Hakikaten iyi ayakta kalmış, çünkü bir küçük olumsuz cümle bile sosyal medyada koca çınarları götürürken Bakan beyin bu kadar olumsuz haber, makale, paylaşım karşısındaki sabrı takdire şayan.
O’da bunu “Hepsini okudum, Allah’a sığındım, ben ne yaptığımı biliyorum, ülkeme hizmet ettim, vicdanen rahatım” sözleriyle açıkladı.
SİYASETİ BIRAKMA SÖZÜNDE ISRARLI
Bakan Soylu devamında da Adem Metan’ın “geçtiğimiz dönem siyaseti bırakma eğiliminde olduğunuzu söylemiştiniz” sorusuna da verdiği cevap şu oldu:
“Siyaset dönem işidir, bir dönem yaparsınız eğer o dönemde yapabilme fırsatı yakalamışsanız, imkanlar sizin ülkenize devletinize milletinize hizmet edebilme fırsatı vermişse bu sizin için büyük bir onurdur ve şereftir. Ben şunu söyleyeyim, memleketime, ülkeme ve devletime bulunduğum pozisyonda kendi bireysel kapasitemden ve benden beklenilenden çok daha fazla hizmet ettiğimi düşünüyorum. Ben siyasetteki aktifliğimi milletvekilliğim ne zaman bitiyorsa bitireceğim. Çok güzel 4 harf var. Kafi. Ancak lider liderim, dava davam, fikriyatı fikriyatım.”
Süleyman Soylu Terörsüz Türkiye projesi için de şunları söyledi:
“Terör Türkiye’nin prangasıdır. Sadece toprak bölmeye çalışmadı, bizi birbirimizden koparmaya, zihni bölünmeye çalıştılar. Batının hedefi budur. Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli olmasa Türkiye’de böyle bir adım atılamazdı. Bu zihni bölünme ve duygusal kopuş süreci onarılamazdı. Onların toplumsal güvenleri siyaset, devlet ve millet birliği ile ferasetleri ve kendilerinden sonraki neslin artık bu zihni bölünme ve duygusal kopuşla karşı karşıya kalmasın arzuları bu süreci iki lideri de gerçekleştirmeye itmiştir. Bunun başarılması terörün Türkiye’ye taktığı prangaların sökülüp atılmasıdır. Dönem bu dönemdir. Kim bu sürece fitne sokmaya çalışırsa, kim bu süreçle ilgili samimiyetsizlik ortaya koyarsa, kim bozmaya çalışırsa tarihin bedelini öder. Değil bu ülkeden çakıl taşı bir kum tanesini bile kimseye hesap ettirmeyiz”
TAYYİP ERDOĞAN’A TAM DESTEK
Adem Metan’ın Erdoğan sonrası konuşmalar yapıldığını söylemesi üzerine, Soylu “Tayyip Erdoğan varken başka bir tartışmanın yapılmasını doğru görmem. Böyle liderler yüzyılda bir gelir. Tayyip Erdoğan’a 6-8 yıl daha ihtiyaç var derken bugün dünyadaki gelişmeleri gördüğümüzde bunun çok daha ihtiyaç olduğunu hep beraber anlıyoruz” dedikten sonra terörsüz Türkiye ve savunma sanayi alanında yapılan başarılı çalışmaları anlattı. Konuşmasının bitiminde de “Son çeyrek asırdır, Tayyip Erdoğan dışında kim olursa olsun hem iç baskılara hem dış baskılara dayanamazdı. Ya rezil olurdu ya esir olurdu. Ben gelenekçi adamım. Tayyip Erdoğan neyi işaret ediyorsa ben o yoldan giderim, neyi işaret ediyorsa ben onu desteklerim” diyerek yine Cumhurbaşkanı’na desteğini gösterdi.