Hibe vereceğine, borçlarını silse devlet de karda, esnaf da…
Cennet Yüzer Cankılıç
cankilic@ritimhaber.com -Dün Ticaret Bakanlığınca 2 milyon esnafın biriken elektrik, su, doğalgaz borçları için hibe desteği çalışması yapıldığı açıklandı, ben size söyleyeyim devlet baba kasasından hibe vereceğine, kasasına girmeyecek olan borçları silse hem kendi karda hem de esnaf karda olacak.
İşte dün, koronavirüsle mücadele kapsamında 2. defa kısıtlama ile karşı karşıya kalan restoranlar, lokantalar, büfeler, çay ocakları, bakkallar, dükkanlar, kafeler gibi işletmelerin, son 5 gün içinde büyük bir mali kriz içine girdiklerini ve çoğunun iş yerini ya kapatmak ya da fesh etmek zorunda kaldığını anlatan yazım tam bu noktada esnafın devletten beklentisini içeren abartısız bir anlatım idi.
****
Bam teline dokundum ki, o yüzden “esnaf vergi, SSK, Bağ-Kur, Kredi, KK, KYK gibi borçlarının silinmesini istiyor, hibe veya ucuz faizli borç para desteği istemiyor” şeklindeki yazım üzerine dün çok arayan, mesaj gönderen oldu.
“Sesimizi hele şükür duyan oldu da yazıya döküldü” diyen de, “bu böyle gitmez, sonu kötü” diyen de, “sosyal patlama kaçınılmaz” diyen de, “abla bunları bunları da yaz, iktidar bizden uzaklaştı, bizi görmüyor” diyen de, “5 gün olmuş daha siftah yapmadık, bu gidişle o Malatyalı arkadaşın söylediği gibi eve ekmek götüremeyeceğiz” diyen de… Tabii daha ağırları da var ama yazmayayım!
Tepkiler çığ gibi…
Yakınmalarda, tepkilerde bir gram abartı yok. Ekmek tekneleri kapalı, gidin gezin çarşıyı dükkanların kapılarında kocaman kilit göreceksiniz. Açmıyorlar, açamıyorlar. İşçileri, garsonları, elemanları, çalışanlarını evlerine göndermişler, eğer 3 ise 2’sini çıkarmış birini bırakmış, 10’dan fazla ise hepsini ücretsiz izne ayırmış.
Zaten kapanma böyle devam etsin, çok değil 2 ay sonra patronunun eve gönderdiği bu kesim gerçekten evine ekmek götüremeyecek duruma gelecek!
****
Evet ülkemizin ekonomik durumu parlak değil. Ama Türkiye Cumhuriyeti büyük bir devlet. Her zaman felaket anında, ekonomik krizlerde vatandaşının yanında, arkasında, emrinde olmuştur. Baba şefkatini her daim göstermiştir. Yaraları sarmıştır. Yol açmıştır, suçluları af edecek kadar da büyüklük göstermiştir. Ekonomide de sicil affı getirdiği çok olmuştur.
99 Marmara depreminde binlerce insanımız binaların altında kalmıştı. Marmara Depremi ekonomik anlamda 200 milyar TL’lik kayıp yaratmıştı. İhracat yapanı mı dersiniz, esnafı mı, işçisi mi, memuru mu? Çalışan, üreten kesimi bir gecede işsiz ve parasız kalmıştı.
O dönemlerde hatırlıyorum. Türkiye Esnaf ve Kefalet Kredi Kooperatifleri Genel Başkan Yardımcısı olan aynı zamanda Marmara Bölgesinin Başkanı Bahri Şarlı, genel merkez adına bölgede tam bir buçuk ay geceli gündüzlü çalışma yapmıştı.
Kaç esnaf var, hangi esnaf vefat etti, hangi esnafın iş yeri yıkıldı, hangi esnafın iş yeri hasar aldı, hangi boyutta hasarlı, içeri girebiliyor mu, giremiyor mu, içerideki malı kayıp mı yoksa kurtardı mı, kurtardı ise ne kadarını alabildi, dükkanını açabiliyor mu vb. pek çok kalemde titizlikle yaptığı çalışmayı raporlandırıp Ankara’ya genel merkeze götürdü.
Çünkü bu esnafın Halk Bankası üzerinden kredi borçları vardı. Kimden tahsil edeceksin, hangi birinden ne kadar alacaksın? Lafı bile yapılamazdı.
Öyle de oldu.
Şimdi meblağı tam bilmiyorum ama o dönemde biz vatandaşlar için büyük, lakin devletimiz için küçük olan rakamı TESKOP hükümete “Bölgede mağdur olan esnafımızın kredi borçlarını zaten tahsis etme imkanı yok. Yeni kredi versen o da gidecek, onu da alamayacaksın. En iyisi tüm kredi borçları silinsin” önerisinde bulundu.
Bir süre sonra Rahmetli Bülent Ecevit Başbakanlığındaki koalisyon hükümeti tüm bu borçları sildi.
Allah korusun elbette böyle bir doğal afetle karşı karşıya değiliz. Ama koronavirüs salgını afet kadar olmasa da büyükşehirlerimizde o derece benzeri bir ekonomik kriz yarattı. Esnafın şimdi devletten beklentisi bu borçların silinmesi. Dediğimiz gibi yeni kredi desteği verse ne olacak? Bir öncekini alamıyor ki, yenisini alabilsin.