Bir Bursaspor eksikti!
Cennet Yüzer Cankılıç
cankilic@ritimhaber.com -İçinde bulunduğumuz ekonomik sıkıntı sürecinde işçinin, emeklinin, esnafın, borcunu anlayabiliyorum, gelir giderden daha fazla.
İş adamı ve sanayicinin borcunu da anlayabiliyorum, çalışan işçi ve girdi maliyetleri yüksek. Yüksek maliyetli ürünü, ucuz ithal ürünler karşısında satmak mümkün değil. Pazar tıkandı, üretim azaldı. İşletmeler ya iflas bayrağını çekiyor ya da küçülüyor.
Hadi belediyelerin borcunu da anlayabiliyorum. Neticede kamu kuruluşu, kâr marjı gütmeksizin hizmet yapmak zorunda. Kredi de alsa borçlar sürdürülebilir. Kasa boş olduğu için personel maaşlarını ödeyememiş, makam otosuna benzin alamamış, icralık olmuş, kapısına haciz kamyonu dayanmış çok borçlu belediye duyduk ve gördük ama daha kapısına kilit vurulmuş bir tek belediye ne duyduk, ne de gördük!
Belediyenin borcundan dolayı istifa eden belediye başkanı da görmedik ama görevi kötüye kullanmaktan dolayı yerine kayyum atandığını gördük.
Bursa'da yaşayan bu kadar kişi, kurum ve kuruluşun borç yükünün dayanılmaz ağırlığına bir de kentin marka değerlerinden olan Bursaspor eklendi.
Küme düşmesi bir tarafa, trilyona yaklaşan borcu çıktı.
Ne ekonomistim ne de Bursaspor üyesiyim.
Düz mantıkla baktığımda işte ben bu noktada tıkanıyorum.
****** ****** ******
Bursaspor şahıs veya özel bir işletme değil. Yeni kurulmuş bir spor kulübü hiç değil.
Evet, bugüne kadar borçlu olduğunu sağır sultan bile biliyordu da bu kimine göre 500, kimine göre 700 milyonluk borcu kimse kestiremiyordu. Küme düşünce birden bire ortaya çıktı!
Defter şimdi mi açıldı?
Bu kulübün beceriksiz yönetimini bir önceki mali genel kurullarda onaylayanlar, denetmenler nerede? Bir küçük işletmenin, şahıs firmasının defterleri dahi didik didik edilirken, devlet vergi borcu, sigorta borcunu tahsil etmeden kamu kurumlarından ödeme yaptırmazken...
Esnaf Halk Bankası'ndan aldığı kredi borcunu üst üste 3 defa ödeyemediğinde kapısına icra gelirken...
İşçi ve emekli kredi kartını 3 defa üst üste ödeyemediğinde bankaların kara listesine girerken...
Valilerin, belediye başkanlarının, milletvekillerinin, siyasilerin çarşılarda açtığı yardım kutularıyla, açık artırma usulü bağışlarla, taraftara dağıtılan hesap numaralarıyla, iş adamları ile sanayicilerden toplanan yardımlarla kasayı dolduran kulübün, bu kadar borç batağına saplandığını hiç mi duyan, bilen gören olmaz?..
Nerede şeffaf yönetim, nerede hesap verilebilirlik?
En bilindik yardım kuruluşu Kızılay'a dahi yapılan bağışın sistemde nereden nereye gittiğini görürken...
Üstelik Bursaspor Kulübü'nün başkan ve yöneticilerinin forsları, holding patronlarında, halk tarafından seçilmiş belediye başkanlarında bile yokken...
Kulüp Başkanı için "kalsın" diye alkış tutturanlar, slogan attıranlar çıkıp da şimdi 'Bu borçlar da nereden çıktı?' demesinler!..
Faturayı hiç alakasız kişilere kesmesinler.
Tribünlerde haksız yere küfür ettirmesinler.
Hele hele Başkan Alinur Aktaş'a hiç. Adam amatöründen Süper Lig kulübüne kadar, ne istediyse verdi, verdirdi.
İş adamları da öyle, taraftar da öyle...