Hele şükür erkek siyasetçilerden esaslı bir ses duyduk!..
Cennet Yüzer Cankılıç
cankilic@ritimhaber.com -
Hep dikkatimi çekmiştir. Kadına yönelik şiddeti kınayan mesajları erkek politikacılar verdiği zaman nedense pek ağızlarına yakıştıramam. Bana samimiyetsiz gelirler. Kadın bakış açısıyla hareketimden olsa gerek,“hemcinslerini koruma içgüdüsü” olarak değerlendiririm.
Siz de bundan sonra daha bir dikkat edin, bakın göreceksiniz. Sözcükleri genelde basma kalıptır. Ses tonları zayıftır. Sesleri neredeyse içlerine kaçar. Gözleri donuktur. Zaten böyle insani konularda birinin samimi olup olmadığını en iyi ses tonlarından ve gözlerinden anlarsınız.
Çünkü öfke veya merhamet hemen vücut dilinden belli eder.
Tabii anlayabilene…
Söz konusu “manevi değerler ile kadın ve çocuğa saldırı” olunca kardeşim vurduğun yerden ses getireceksin. Ben onu bunu bilmem. Karşındaki senin tarafını ve tavrını anlasın. Anlasın ki yapmasın, çekinsin, korksun.
Baksanıza erkek egemen siyasi yapılanmanın erkek egemen karar merciinin hakim olduğu TBMM’den kadına yönelik şiddetle ilgili doğru düşürt, elle tutulur bir cezai yaptırım yasası bugüne kadar çıktı mı?
Neymiş, yasalarda kadın erkek ayrıcalığı yapılamazmış. Biz de yapın demiyoruz ki, ama bu ülkenin toplumsal kanayan yarasında “küçük yaşta evlendirmek var, aile içinde kadına, çocuğa yönelik şiddet, Baskı, ayrımcılık var. Kadının ötelenmesi var” var da var.
İşte bu anlamda İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu tek geçerim.
Ne demişti daha önce? Uyuşturucu tacirleri için:
“Okulun çevresinde bir uyuşturucu satıcısını gördüğünüz zaman beni ne kadar kınarlarsa kınasınlar, ne kadar eleştirirlerse eleştirsinler o uyuşturucu satıcısının ayağını kırın. Sorumluluk bana ait”
Şimdi de kadına yönelik şiddette erkekleri uyardı:
“Erkeklere sesleniyorum: Kendinize gelin yahu. Fiziksel olarak güçlü olabilirsiniz. Böyle bir ayıp olur mu? Neyi tatmin ediyorsun? Neyi ortaya koyuyorsun? Neyini sağlıyorsun? Hangi duygunu yüceltiyorsun? Ayıptır. İşin kanuni boyutu ayrıdır ama bizim toplumumuzda çocukluğumuzdan beri analarımızın söylediği söz 'ayıptır bir daha yapma.”
Sizi bilmem ama bana göre bugüne kadar siyasilerin kem kümle geçiştirdiği aile içi şiddette en samimi, en içten ve en insani, en sert, en anlamlı tepkiyi erkek bakış açısıyla Sayın Soylu yaptı.
Tabii anlayabilene…
ERDOĞAN’IN BU TEPKİSİNE ARINÇ NASIL CEVAP VERECEK?
AK Parti’nin vicdanı olarak bilinen Bülent Arınç ne zaman ekranlara çıkıp konuşsa mutlaka siyasetin gündemine oturuyor. 4 gün önce de Habertürk programında yaptığı açıklamalarla kimine göre AK Parti’nin yeni açılım süreci için toplumsal zemin yokladı, kimine göre kendi insiyatifiyle konuştu, kimine göre danışıklı dönüşüklü, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bilgisi dahilinde bunları söyledi, kimine göre yeni anayasa çalışmaları yaptıkları iddiasıyla köşeye sıkışan Millet İttifakı’nı konuşmalarıyla siyasetin gündeminden düşürerek onları rahatlatmak gibi çok uç noktalara kadar değerlendirmelerde bulunuldu.
Sonuçta hangisi doğru olursa olsun neticede az kalsın Cumhur İttifakı’nın “ bir bozanı” olacaktı. Gerek Selahattin Demirtaş’ın hukuksuz şekilde cezaevinde tutulmasından, kitabını okuyun demesinden, Osman Kavala’nın tutuklu kalmasına hayret etmesine kadar, KHK’lardan ihraç edilenlerden, Kürt oylarının kaybedilmesine kadar pek çok alanda AK Parti’nin uygulamakta olduğu ve MHP’nin tam destek çıktığı politikalarına ters düşen cesur söylemlerde bulundu.
Zaten konuşması daha devam ederken, sosyal medyada ilk tepkiler de milliyetçi ve ülkücü camiadan geldi, ardından Bahçeli’nin sert sözleriyle devam etti. Eğer Cumhurbaşkanı Erdoğan pazar günü “Hiç kimsenin şahsi ifadeleri Cumhurbaşkanı ile Hükümetimiz ile partimiz ile ilişkili hale getirilemez Ne dediğimiz, nerede durduğumuz ve istikametimiz bellidir” babından nokta koymasaydı, öyle görülüyor ki MHP ile ittifak bitmişti.
Bu sefer de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözleri Arınç cephesinde “istifa“ iddialarını getirdi. Dün akşam saatlerinde Arınç’ın “Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştükten sonra gereğini yapacağım” açıklaması “istifa mı edecek? “ şeklinde algılanırken, parti yerine büyük olasılıkla Yüksek İstişare Kurulu’ndan istifa edebileceği belirtiliyor.
