Bu 3 ismi yöneticiler pek takmıyor ama!..
Cennet Yüzer Cankılıç
cankilic@ritimhaber.com -Başlık az bile kalıyor. İçişleri Bakan Danışmanı Harun Akın. AK Parti Siyasi ve Hukuk İşleri Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Tunçak ve son olarak atanan Adalet Bakan Yardımcısı Zekeriya Birkan.
İlk 2'sine Ankara'ya gittiğimde mutlaka uğrarım. Gördüğüm manzara aynı. Hem içerisi hem dışarısı insan kalabalığı. Gelmiş geçmiş çok milletvekillerinin odalarını gördüm hiçbirinin bu kadar ilgi gördüğüne şahit olmadım. Eski ve yeni bakanlar hariç tabii.
Neden?
Çünkü sorumluluk alıp iş bitiriyorlar!
Neden?
Çünkü Bursa'da siyasi ve idari kurullar, mekanizmalar protokolvari çalışıyorlar da ondan! Çaresiz vatandaş soluğu öteden beri tanıdığı ve yakın gördüğü bu isimlerin yanında alıyor.
Harun Akın; Bursa'nın hem kurumsal hafızasına, hem de merkez sağ siyasetinin hafızasına sahip kişi olarak Bursa'dan ve Türkiye'nin dört bir tarafından köyünden, kasabasından her bir vatandaşın kapısını Ankara'da rahatlıkla çaldığı bir isim.
Son olarak şahitlik ettiğim en basit ama halka dokunan bir örnek. Milli Parklar Genel Müdürü değişir değişmez yaptığı ilk uygulama, Milli Park çevresindeki 4 köyün merasına giriş ve çıkışlardaki ücretsiz uygulamayı kaldırıp, köylünün kendi arazisine paralı geçiş yaptırması. Hangi devlet zihniyeti ile bağdaşır bilinmez!
Buranın siyasi ve idari makamlarından çözüm bulamayan köylü, çaresiz soluğu İçişleri Bakanlığı'nda Harun Akın'ın odasında alıyor.
******* *******
Aynı şekilde Mehmet Tunçak da...
Ne Bursa ağırlıklı telefonları susuyor ne teşkilat ağırlıklı konukları eksik oluyor. AK Parti'nin kurucu üyesi ve 2. il başkanı, ardından milletvekili olarak görev yapmasından dolayı partinin Ankara'daki kurumsal hafızasına sahip tek isim olma özelliği nedeniyle AK Parti Genel Merkez'inde adeta köprü görevi görüyor.
81 İLİN BARO BAŞKANININ MUHATABI
Son olarak 10 gün önce Adalet Bakan Yardımcılığı'na atanan bir önceki dönem Milletvekili Zekeriya Birkan'ı da bu gruba ekleyeceğim. Onun pozisyonu Baro Başkanlığı da yapmasından dolayı biraz daha hukuki mevzularda yoğunlaşıyor. Hafta başı "hayırlı olsun" ziyaretinde gördüm, Adalet Bakanlığı'ndaki odası ziyaretçi akınına uğramış durumda. Grupların biri giriyor, diğeri çıkıyor.
Dedi ki:
"Bu ziyaretçi yoğunluğundan ancak akşamları çalışabiliyorum. Hukuki açıdan kamuoyunun gündemini de meşgul eden İstanbul Sözleşmesi var. Nafaka sorunu var. Kadın ve çocuklara şiddet var. Çocukların icra memurları tarafından anne ya da babalarından bir mal gibi alınması problemi var. Hepsinin üzerinde yoğun bir şekilde çalışma yapıyorum"
Kendisinin Bakan Yardımcısı olarak atanmasının Bursa'da bir dönem Baro Başkanlığı yapmasından dolayı, Bursa Barosu'nun Ankara'daki hukuki meselelerinde rahatlıkla ulaşabileceği isim olduğunu söyleyince de dedi ki:
"81 ilin baro başkanına doğrudan cep telefonumu ileteceğim. Gece gündüz istedikleri zaman arasınlar diye. Artık Bakanlıkta rahatlıkla ulaşabilecekleri bir meslektaşları var"...
Gelelim yazımın başlığına...
Her zaman Bursa olarak deriz ki "Ankara'da Bursa lobisi bir türlü kurulamadı. Bursa'nın siyasetteki ağır abileri Ankara'ya nitelikli isim götüremedi. O yüzden Bursa pek çok genel hizmet alma ve bürokratik mekanizmada etkili olamıyor"
Bu 3 isim, Bursa'da geçmiş dönem siyaset yapan "etkili abiler" tarafından Ankara'da kilit yerlere getirilmediler. Kendi ilişkileri sayesinde bu makamdalar. Ve Bursa için büyük şans durumundalar.
İşte benim gözlemlediğim vatandaşın taa kalkıp Türkiye'nin en ücra köşesinden kapısını çalacak kadar kendine yakın gördüğü bu 3 isimden neden Bursa'nın siyasi mekanizmasındaki ilçe başkanları, belediye başkanları, il başkanları ve hatta milletvekilleri yararlanma ihtiyacı duymaz ki?..