27 Haziran 2019 - Perşembe

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi de Tartışılıyor!

Yazar - Cennet Yüzer Cankılıç
Okuma Süresi: 4 dk.
971 okunma
Cennet Yüzer Cankılıç

Cennet Yüzer Cankılıç

cankilic@ritimhaber.com -
Google News

Dikkat edin.
İstanbul seçimlerinin sonucuna dair yapılan değerlendirmelerde sadece “AK Parti neden kaybetti?”
sorusunun cevabı aranmıyor, aynı zamanda bir yıl önce uygulamaya giren yeni Cumhurbaşkanlığı
Hükümet Sistemi de tartışmaların odağında yer alıyor.

 

 

Zira;
Sistemin merkezinde Cumhurbaşkanı bulunuyor ve Cumhurbaşkanı’nın da kabinesini yani yürütmeyi
kurabilmesi için bir partinin şemsiyesinde seçime girmesi gerekiyor. Cumhurbaşkanı’nın seçilebilmesi
ve partisinin de Meclis’te aritmetik çoğunluğu sağlayabilmesi için yüzde 50+1 şartı aranıyor.
İşte sandıktaki tıkanma da buradan kaynaklanıyor.

 

En güçlü partinin dahi seçimlerden önce sayısal çoğunluğa erişmek adına kendine en yakın partiyle
ittifak yapma zorunluluğu ortaya çıkıyor ki, bu da doğrudan iki kutuplu seçimi getiriyor.
Şimdi deniliyor ki:
“Bu sistem çok partili demokratik hayatımızda hiçbir partinin tek başına seçimlere girmesine ve
iktidar olmasına izin vermiyor.”
Tartışmalardaki öngörü de şöyle:
“ Sistem bu şekilde devam ettirilirse önümüzdeki 2024 seçimlerinde tam anlamıyla tıkanma
yaşanır ve sandık krizleri ortaya çıkar”
PARTİLİ CUMHURBAŞKANLIĞI’NDAN DÖNÜLEBİLİR Mİ?
Bir yıl önceki 24 Haziran seçimlerinde bunu yaşadık. AK Parti sandıktan yüzde 42.56 ile birinci parti
çıkmasına rağmen, Meclis’te anayasa değiştirmek için gerekli sayısal çoğunluğa sahip değil.
Oysa 2002’de yüzde 34’le tek başına iktidar olmuştu.
Aynı şekilde 31 Mart yerel seçimlerinde de yaşadık.
Belediye başkanları da seçilebilmek için partilerinin ittifakında yarışa girdiler. Bunun adı
koalisyon.Zira, 90’lı yıllarda seçimlerde sayısal çoğunluk elde edilemediği için hükümetler 2 partili ve
3 partili koalisyonlara mecbur kalırdı.
Şimdi seçimden önce gerçekleşen bu birliktelik, seçimlerden sonra da birlikteliği mecbur hale
getiriyor ki, merkezden oy kapma anlamında partilerin ideolojik farklılıklarını bir anlamda törpülüyor.
Ve sistemin düğümlendiği bir başka nokta “Partili Cumhurbaşkanlığı.”
İşte bu konudan sadece toplum değil, siyasi yorumcular ve akademisyenler değil, Ankara’da aklı
selim bürokratlar ile Ak Partililerin de sıkıntılı olduğu, sistemin bu ayağının revize edilmesi gerektiği
yönünde fikirlerde bulunduğuna dair duyumlar alıyoruz.

 

 

Hatta, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önümüzdeki süreçte Ak Parti Genel Başkanlığı sıfatını öne
çıkarmadan Başkanlık görevini sürdürme gibi bir takım yeni karar ve uygulamalar alacağına dair
beklentiler dile getiriliyor ki, sistemin nasıl şekilleneceğini hep beraber bekleyip göreceğiz.
AK PARTİ ASIL RAPORU DIŞARIDAN İSTEMELİ
Bu arada bir değerlendirmede ben yapmak istiyorum.
Dünkü yazımda belirttim. Ak Parti seçimlerde başkanlığı hedeflerken onca yoğun ve baskın
çalışmaya rağmen aradaki 13 binlik oyunu nasıl 800 bine çıkardığının hesabını yapmak için düğmeye
bastı. Birim başkanlarından, sahada çalışan belediye başkanları ile milletvekillerinden raporlar
istendi. Bu iç mekanizmadaki rapor çalışmalarını daha önceki seçimlerden sonra da gördük.
AK Parti gerçekten sandıktan çıkan mesajı almak niyetinde ise, içerideki yetkililerinden değil
dışarıdaki kanaat önderlerinden, merkezdeki STK’lardan,akademisyenlerden, araştırma
şirketlerinden ve siyasi yorumculardan istemeli. Ancak o zaman gerçek değerlendirmelere ulaşabilir.

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları