14 Haziran 2023 - Çarşamba

Uzay üssü gibi hastane

Yazar - Cennet Yüzer Cankılıç
Okuma Süresi: 7 dk.
272 okunma
Cennet Yüzer Cankılıç

Cennet Yüzer Cankılıç

cankilic@ritimhaber.com -
Google News

Geçen hafta Bursa’nın iki büyük yerel markasının yatırımcılarıyla beraberdik. Bursa’ya kazandırdıkları son yatırımları konuştuk.

Biri;

Sağlık sektöründe henüz resmi açılışı yapılmayan Nilüfer’deki Doruk Hastanesi.

Diğeri de;

Yeme-içme sektörünün duayenlerinden, Sur Yapı AVM’deki Kebapçı İskender

Her ikisi de kentin en yeni, en son yatırımı. Ve her ikisi de kentimiz için büyük kazanım…

HASTANE DEĞİL, SANIRSINIZ UZAY ÜSSÜ

Malum, Bursa sağlık sektöründe İstanbul’dan sonra ikinci tercih edilen kent durumunda. Bu anlamda zincir hastanelerin markaları içinde cazip kent olarak ön plana çıkıyor. Son teknik donanımlı ve modern yapılardan oluşan hastane yaptıkları için de iyi iş çıkarıyorlar, iyi iş yapıyorlar.

Özel sağlık hastaneleri içinde Doruk Hastanesi ise kentin yerli markası olarak dikkat çekiyor. Yıldırım’da Doruk Hastanesi olarak uzun yıllar hizmet verirken, Bursa’nın ilk özel hastanesi Çekirge’deki Konur’u bünyesine katarak çıtayı yükselten Doruk Hastaneleri Grubu şimdi de Türkiye’nin alanında en büyük, en modern tasarımlı, en konforlu ve de en yeni teknik donanımlı hastanenin açılışı için gün sayıyor.

Carrefour Kavşağı’na 50 metre mesafede ana cadde üzerindeki Nilüfer Doruk Hastanesi kentin de son dönemdeki en büyük yatırımı olarak biliniyor. Daha kapıdan girer girmez kendinizi içerinin ambiyansından dolayı uzay üssüne girmiş gibi hissediyorsunuz.

Binanın kolon diye adlandırabileceğim direklerinden tutun da oturma guruplarına, banko ve duvar ayrımlarına kadar hepsi beyaz doğal taştan yontulma, henüz Türkiye’de pek eşine rastlanmayan bir mimari tarz durumunda…

Arkadaşlarım Cemile, Ayşin ve İpek Şen ile birlikte hastanenin 3 ortağından biri olan ve bu dönem de yerine garanti olarak bakıldığı halde AK Parti’nin milletvekili listesinde adını göremediğimiz, dolayısıyla şaşırdığımız Dr. Mustafa Esgin’le hastaneyi gezdik.

Verdiği bilgilere göre, bu hastane 20 katlı. 6 katı yerin dibinde 400 araçtan oluşan kapalı otoparkı bulunuyor. Biri acilde olmak üzere toplam 13 ameliyathanesi, 3 doğumhanesi, 140 polikliniği var. 370 yatak kapasitesinin şimdilik 250’sini hizmete almışlar. 78 yoğun bakım yatağına sahip hastane, istihdam anlamında da kente katma değer kazandırıyor.

İlk etapta 100 uzman hekimin göreve başladığı yeni hastanede 800 civarı sağlık çalışanı istihdam edilirken, Dr. Esgin’in söylediğine göre etap etap bu rakam daha da artacak.

Yine hastaneyi ayrıcalıklı kılan değerlerden biri, Bursa’nın kaplıca geçmişine istinaden sağlık turizmine katkı amacıyla 11 termal havuz ile 4 hidroterapi havuzunun da hizmete girmiş olması.

Dr. Esgin bize hastaneyi gezdirirken “Burası bizim ustalık eserimiz” dedi ve ekledi:

Bu hastaneyi biz yaptık ama siz, Bursa halkı sahip çıkacak. Bu hastane diğer Bursa dışından gelen zincir hastanelerden değil. Bursa’da tamamen öz sermayemiz ile kurulan bir hastaneyiz. Farkımız tamamen yerli ve milli marka olmamızdır. Biz Bursa’dan kazandığımızı yine Bursa’ya harcıyoruz, bu kente yatırım yapıyoruz, istihdam sağlıyoruz.”

Neticede, Dr. Esgin ve arkadaşları kentimize kazandırdığı bu yeni ve büyük yatırımdan dolayı ne kadar övünse az, hastane gerçekten mimari ve teknik donanımı ve nitelikli personeliyle göz kamaştırıyor. Bize de  bu yatırımı taktir etmek düşüyor.

BURSA İLE ÖZDEŞLEŞEN İSİM

Aynı şekilde son restoranını İstanbul’dan sonra Sur Yapı AVM’de açan Kebapçı İskender de öyle. Bursa’nın adını ve lezzetini ulusaldan dünyaya taşıyan İskender Ailesinin 3. kuşaktan oğlu Sabit İskender’in geçen hafta enbursa.com’un köşe yazarları olarak konuğu idik.

Genelde Bursa iş dünyasında sıfırdan büyüyen başarılı işletme sahiplerinin çocukları o kadar eğitim ve baskıya rağmen pek babalarının işlerine sahip çıkmıyorlar.

Sabit İskender ile 2 erkek kardeşi farklı. Sadece babalarının değil, dedelerinden gelen işe dört elle sarılmışlar ve günümüzde daha da ileri götürmüşler. Bu lezzeti ismiyle beraber tescillemişler. Öyle ki İskender denildiğinde Bursa, Bursa denildiğinde hemen İskender akla geliyor. Sabit İskender bu işe olan bağlılığını babasının yanında tecrübe ettiğini söylüyor.

Babam büyükbabamın yanında bu işi öğrenmiş, bize de aynısını uyguladı. Babamın yanında dükkâna giderdik, elimize faraş tutturur, içerisini dışarısını süpürürdük. O zamanlar dışarıda odun ateşi yakılırdı, o ateşi biz de yakmak için uğraşırdık. Eve yüzümüz, gözümüz, üstümüz başımız kara is lekesiyle giderdik. Müşterilere kolonya tutardık, masaları silerdik. 3 erkek kardeş olarak çok iyi okullarda okumamıza ve meslek edinmemize rağmen biz işimizi hiç bırakmadık. Tatillerde hep çalıştık. İyi ki de bunları yapmışız. Şimdi biz çocuklarımızı iş yerlerine getiriyor, öğretiyoruz “

Sabit İskender’le sohbet ederken baktım, restoranda gözleriyle sürekli çevresini gözetliyor. Yanımızdan ara ara kalkıp masalardaki müşterileriyle ilgileniyor, hatta servis bile açıyor. Tam bir esnaf.

İçerisi çok değişik şekilde dizayn edilmiş.

“Yıllardır hayalini kurduğum bir mekân oldu. Burada daha iyi hizmet verme fırsatı yakaladık” diyen Sabit Bey’e bizler de bu eşsiz, tarihi lezzeti kuşaktan kuşağa aktardıkları için teşekkür ederiz…

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları