04 Eylül 2020 - Cuma

Faruk Çelik Bursa için ne dedi?

Yazar - Cennet Yüzer Cankılıç
Okuma Süresi: 6 dk.
1248 okunma
Cennet Yüzer Cankılıç

Cennet Yüzer Cankılıç

cankilic@ritimhaber.com -
Google News

Çarşamba akşamı Artvin Vakfı Başkanı Osman Nuri Başaran'ın "Bakanımız Sayın Faruk Çelik'in de katılacağı dar kapsamlı bir yemek düzenledik. 7-8 gazeteci dostumuzla hep beraber sohbet edelim istedik" davetine istinaden Çekirge Saklı Bahçe'de soluğu aldık. Gerçi, bize sohbet ortamı dendi ama söz konusu siyasetçi ve gazeteci olunca Faruk Çelik geldiğinde format soru-cevap şekline dönüştü.

 

Faruk Bey'in ismi son 2 yıldır sürekli olası Kabine değişikliğinde bakanlık için geçiyor ya, işte gecenin en merak uyandıran sorusu bu oldu:

 

"Bakan olacak mısınız?"

 

Siyasi kulislerdeki dillendirme artık toplumda "ihtiyaçtan dolayı bir beklenti" haline geldi, ama onda böyle bir beklenti yok. Çünkü milletvekilliğinden, grup başkanvekilliğine kadar pek çok siyasi görevlerde bulunmuş ve iktidar partisinde 11 yıl gibi en uzun soluklu bakanlık yapmış biri olarak bu "makam heves ve hırsını" çoktan aşmış.

 

Cevabı bu anlamda rahattı:

 

"Ben bakan olayım diye heyecanlanmıyorum. Çünkü uzun yıllar bu görevi yaptım. Bakanlık koltuğuna oturduğunuzda yükünüz ağırlaşıyor, insanın üzerine acayip yük biniyor. Özel hayat diye bir şey kalmıyor. Ha bugüne kadar verilen her görevi nasıl yaptıysam görev verilirse takatım sona erinceye kadar en doğru şeyi yapmak için mücadele veririm'

 

Hakikaten öyle, 19 Temmuz 2017'deki kabine değişikliğine kadar, AK Parti hükümetlerinin en çalışkan, en başarılı ve tabii ki en etkin bakanı idi. Açıkcası o değişimden sonra oluşturulan yeni kabinelerde sahada aktif olarak çalışan bakan sayısı parmakla gösterilecek kadar azaldı.

 

"PARTİME KARŞI SORUMLULUĞUM VAR"

 

Faruk Çelik siyasi hayatını sahada geçirdiği için ismi sadece Bursa, Şanlıurfa ve Artvin için değil, Türkiye için de bir marka. AK Parti davası ile Cumhurbaşkanı Erdoğan'a olan bağlılığı ve yol arkadaşlığındaki samimiyetine istinaden, devlet adamı yapısıyla siyasi yelpazenin her kesiminden de teveccüh gören ender siyasilerden.

 

O yüzden bakanlıktan ayrıldıktan sonraki süreçte Bursa'da parti yöneticileri tarafından hiçbir şekilde toplantı ve organizasyonlara davet edilmemesine rağmen ne küstü ne de kenara çekildi. Hala partisi, kenti ve ülkesi için kafa yoruyor, çalışıyor, koşturuyor.

 

Bu yöndeki bir soru üzerine şu cevabı verdi:

 

"Benim şu anda hiçbir siyasi ve devlet makamı yetkim yok, sade bir AK Parti üyesiyim. Kentime, ülkeme ve partime karşı sorumluluğum var. Parti olarak Bursa'da olan bitenlerden sorumluyuz. AK Parti'nin başarısı için çalışmak benim görevim. Partimin, hükümetimin hizmetlerinin arkasındayım, bunları anlatmak, halkın, vatandaşın taleplerini dinlemek, gerekli yerlere iletmek de benim parti üyesi olarak sorumluluğum. Bunun için çalışıyorum".

 

Nitekim gece de gördük, Bursaspor'un yeni başkanı ve yönetimi hiçbir siyasi titri olmamasına rağmen kendisiyle görüşebilmek için saatlerce bizim toplantımızın bitmesini beklediler. O da zaten "AK Parti'nin bu kente sorumluluğu olduğu kadar Bursaspor'a da sorumluluğu var" diyerek bu durumu izah etti.

 

Bakan Çelik bu noktada Bursa 'nın son yerel seçimlerle beraber Ankara ve Cumhurbaşkanı nezdinde daha bir ön plana çıktığını ve bu fırsatın en iyi şekilde değerlendirilmesi gerektiğini de belirterek umutlu ve ümitvari konuştu:

 

"Belediye başkanlarının da gayretiyle, Cumhurbaşkanımız ve hükümetimizin destekleriyle Bursa önemli projelerini gerçekleştirecektir".

 

"BELEDİYE BAŞKANLARININ ARKASINDAYIM"

 

Dedik ya, her daim sahada diye. Yerel seçimlerden önce daha AK Parti teşkilatları sahaya inmeden, STK, iş dünyası temsilcilerinin toplantılarına davet edilerek, görüşlerine başvurulmuş, kent adına bir takım projeler ortaya koymuş, değerlendirmelerde bulunmuştu. O dönemde "Bursa'yı ameliyat masasına yatırmak lazım, Bursa'yı yaparak değil, yıkarak güzelleştirmeliyiz. Bursa ortak akılla yönetilmeli." gibi iddialı açıklamalarda bulunmuştu. Hatta adı güçlü bir şekilde büyükşehir belediye başkan adaylığına geçmişti.

 

Bu noktada Gazeteci arkadaşım İlhami Yıldızın "Bursa'nın acilen ameliyata ihtiyacı var demiştiniz, ameliyata alındı mı?"sorusuna parti içinde belli mihraklardan "kendisini yerelde siyasi kısır çekişmelerin içine çekmek isteyenlere" inat siyaset üstü, sağduyulu ve kapsayıcı cevap verdi.

 

Dedi ki:

 

"Evet, ben o döremde Bursa ameliyat masasına yatırılmalı dedim, Bursa'nın fotoğrafını çektim, ortak akılla Bursa'nın önünü açacak, toplumun içine sinecek projeler ortaya konmalı dedim. O gün ne söylediysem arkasındayım. Bugün artık seçimler geride kalmıştır, halk tercihini yapmış, şimdi Bursa'nın Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş'tır. Ve ben partimin büyükşehir belediye başkanı ile ilçe belediye başkanlarının arkasındayım. Onların başarısı için çalışmak benim görevim"

 

Gecede arkadaşlar gazeteci refleksi ile "Büyükşehir Belediye Başkanı aleyhinde" örtülü, örtüsüz göndermede bulunması için çok sıkıştırmalı soru sordular ama açıklamalarının hiçbirinde karşı tarafa cevap hakkı doğuracak ve ya göndermede bulunacak politik cümleler kullanmadığını da özellikle belirteyim.

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları