13 Aralık 2024 - Cuma

Kauçuk yaprağında fare buğulamasına ne dersiniz?

Yazar - Cennet Yüzer Cankılıç
Okuma Süresi: 8 dk.
31 okunma
Cennet Yüzer Cankılıç

Cennet Yüzer Cankılıç

cankilic@ritimhaber.com -
Google News

Biliyorum başlık hiç de iç açıcı değil. İster inanın ister inanmayın ama tam da böyle. DOSABSİAD Başkanı Nilüfer Çevikel Orta Afrika ziyareti sırasında sosyal medyasında paylaşınca benim de dikkatimi çekti. Yerli halkın elinde kauçuk içinde fareyi gösterdiği fotoyu paylaşırken “fare pişti” dedi. Sadece fare mi? bilumum hayvan (maymun da) ve börtü böcek.

Kauçuk yaprağında fare buğulamasına ne dersiniz? pic.twitter.com/KfrW169fr2

— ogastehaber (@ogastehaber) December 12, 2024

Tabii o bölgenin yerli halkı için bizim hiç de tasvip etmediğimiz bu yiyecekler çok değerli olabilir ama, asıl değerli olan fotoğraflara yansımayan toprağın altındaki dünyanın en zengin maden yatakları.

 

Nereden mi bahsediyorum?

Orta Afrika’nın Ekvator bölgesinde balta girmemiş ormanlarına sahip olan Gabon, Kamerun ve içinde pek çok ismini dahi bilmediğimiz küçük devletçikleri barındıran Orta Afrika Cumhuriyeti’nden oluşan coğrafya. Açıkçası ben de bu bölgenin zengin maden yataklarına sahip olduğunu ve bu yüzden 200 yıl Fransa başta olmak üzere İngiltere ve Almanya sömürgesinde talan edildiğini, şimdi de Çin’in iştahını kabarttığını bilmiyordum. DOSABSİAD Başkanı Nilüfer Çevikel’in 7 kişilik bir iş arkadaşı grubuyla 16 gün bu coğrafyadaki turistik gezide sosyal medyasından yaptığı ilginç paylaşımları dikkatimi çekti. Ülkeye dönüşünde de kendisini aradım ve izlenimlerini aldım.

…... ……

Öncelikle söylediği şu oldu:

“Aslında arkadaşlarla turistik gezi için gitmiştik, ben de bölgeyi önceden araştırmamıştım, gidince buranın basit bir turistik geziden çok daha değerli bir bölge olduğunu anladım. İş dünyasından olduğumuz için bakış açımız hemen değişti. Ülkemiz için yeni iş imkanları alabildiğince geniş”.

 

Nilüfer Çevikel bölgeyi değerli kılan madenleri anlattı:

“Platin altından daha değerli bir maden. Gana hem altın hem de platin yönünden en zengin maden yataklarına sahip. Yine bizim gittiğimiz Kamerun’da alüminyum üretiminde kullanılan en önemli hammadde boksit yatakları bulunurken, batısında söylenildiğine göre 330 milyon ton demir madeni rezervi, 120 milyon civarında ton kobalt, nikel ve mangenez maden yatakları, 500 milyon ton civarında boksit madeni var.Yine altın ve elmas da çıkarılıyor. Toprağın üstü de zengin. Kauçuk, palmiye yağı, kakoa ve kahve üretimi yapılıyor. Gabon’da da doğalgaz ve petrolün yanısıra milyon tonlarca ifade edilen altın, elmas, demir, niyopyum, uranyum, mangenez rezervleri bulunuyor.”

…… …..

Nilüfer Çevikel bu bölgenin yerli diller dışında ilk öğrendiği dilin İspanyolca olduğunu ve 1400’lü yıllardan sonra Almanya, İngiltere ve Fransa arasında aynen bizim Osmanlı’nın parçalanmasında olduğu gibi masa başında sömürge haritaları çizildiğini de söyledi:
“ Orta Afrika’nın bu bölgesinde en çok Fransızlardan nefret ediliyor. Çünkü 200 yıla yakın sömürgesi olmuş, artık nasıl iz bıraktılarsa. Adeta posasını çıkarmışlar. Biz Kamerun’a inmeden önce bir Fransız uçağı inmek istemiş, izin vermemişler. Şimdilerde Çin bu bölgeye girmiş. Ama daha sistematik. Hastane yapmış, maden almış. Okul yapmış, yol yapmış. Maden çıkarmış. Bunları yerel burjuvaziyle yapınca sorun olmuyor tabii. İngilizler, Ruslar da var ama Çinliler daha bir ağırlıklı. “

Nilüfer Hanım’a “Peki Türkiye yok mu?” dedim.
“Gezimiz boyunca tek tük firmalara rastladık o kadar. Biz daha bu bölgenin önemine vakıf olamamışız.”dedi ve ekledi:

“Gabon’da Fransızca resmi dil durumunda. 42 yerel dil var.O yüzden Hrıstiyanlık ağır basıyor. Müslümanlar azınlıkta. Kamerun’da ise 300’e yakın etnik grup olduğu söyleniyor. Fransızca ve İngilizce resmi dil, İspanyolca da konuşuluyor. 230 civarında da yerel dil hakim. Sömürge devletleri dinlerini de getirdiği için Hristiyanlık hakim, Müslümanlık yarısı kadar diyebilirim. Ama şunu söyleyeyim; Bölgede Fransız ve beyazlardan nefret eden yerel halk Türk ve Müslümanları seviyor”.

Çevikel bölgeye dair bilgi verirken şu saptamaları da yaptı:

“Bölge turizm açısından elverişsiz. O yüzden bizden başka turist kafilesi yoktu. Biz daha içerilere yerli halkın yaşadığı köylere gittik, hatta rehberimizin söylediğine göre bizim gittiğimiz orman içindeki köylere bugüne kadar hiç beyaz insan ayak basmamış. Temiz su, elektrik yok. Tamamen ilkel ötesi yaşam. Pigmeler var. Normal insan boyundan küçük. Normalde çıplak dolaşırlarmış. Daha önce oraya kıyafet gönderilmiş, rehberimiz aracılığıyla bizim geleceğimiz söylenince üzerlerine hemen bir şeyler örtmüşler. Hayatlarında ilk defa telefon gördüler. Korktular, kaçıştılar. Bize yiyecek ikram etmek için fare yakaladılar, kauçuk yaprağının içinde pişirip ikram ettiler, dumanı üstünde. Alır mıyız, hepimiz kaçıştık tabii. İnanmayacaksın ama maymun çevirmesi de yaptılar. Börtü,böcek ne varsa yiyorlar. Bizim onurumuz için horoz kurban ettiler. Horozu tüyleriyle beraber ateşe attılar, pişince bize tüylü parçalardan koparıp kauçuk yaprağı içinde yememiz için uzattılar. Ağaçtan süt çıkardılar, içemedik, içer gibi yaptık. Düşünsene 16 gün boyunca buradan götürdüğüm peynir, konserve, ekmek ve su ile beslendim. Son 3 gün sadece kuru ekmek”

Gana da ürkütücü Şaman ayinine katıldığını da anlattı:

“Baka Kabilesi’ne gittik. Bizi Şaman ritüeline davet ettiler. Atalarının ruhlarını çağıracaklarını söylediler. Belimize kumaş bağladılar, Dumanlarla arındırmak için her tarafımızı dumanla kapladılar, sonra bizleri atalarının beyinlerini sakladıkları çömlekleri gösterdiler, aklımız çıktı. Ben de o sırada elimde tesbih bildiğim bütün ayet ve duaları okuyorum tabii. Ters ters baktılar, kutsal törenlerini bozduğum için kızmışlar, kaçacak delik aradım. İlkel koşullara öyle adapte olmuşlar ki bizim ayakkabılarımız parçalandı onlar yalınayak, ayaklarının altında bir çizik bile yok.”

Gezisiyle ilgili pek çok detay ve hikaye anlattı. Son olarak söylediği cümle tam bam teli idi:

“Toprağın üstünde insani olmayan şartlarda yaşıyorlar, ama toprağın altında neye sahip olduklarını bilmiyorlar”.

Biliyorum başlık hiç de iç açıcı değil. İster inanın ister inanmayın ama tam da böyle. DOSABSİAD Başkanı Nilüfer Çevikel Orta Afrika ziyareti sırasında sosyal medyasında paylaşınca benim de dikkatimi çekti. Yerli halkın elinde kauçuk içinde fareyi gösterdiği fotoyu paylaşırken “fare pişti” dedi. Sadece fare mi? bilumum hayvan (maymun da) ve börtü böcek.

 

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları