03 Kasım 2022 - Perşembe

Aslında o gece ne oldu?

Yazar - Cennet Yüzer Cankılıç
Okuma Süresi: 7 dk.
185 okunma
Cennet Yüzer Cankılıç

Cennet Yüzer Cankılıç

cankilic@ritimhaber.com -
Google News

İçişleri Bakanlığı 12 Kasım Düzce Depreminin 23.yıl dönümünde tüm ülkede aynı anda deprem tatbikatı düzenleyecek. Amaç hem idarecileri hem de vatandaşları hazırlamak. Ben size söyleyeyim, Bursa ne olası depreme ne de başka bir afete hiç hazırlıklı değil.

Provasını 3 gün önce OSB’de çıkan bir tekstil fabrikası yangınında yaşadık ve gördük. Sadece Bursa değil, yangın ulusal TV kanallarının da son dakika gelişmesi olarak haber bültenlerinde yer aldı. Bu yangının gündem olması da gayet normal çünkü, fabrika yangını Bursa’nın uzun yıllar sonra belki de gördüğü en büyük ve de en riskli yangınıydı.

Zira;

OSB’deki fabrika yangını her anlamda Bursa’nın Türkiye’nin 4. büyük kenti olmanın ötesinde aslında böyle kimyasal ürün de barındıran büyük bir fabrikanın alevlere teslim olmasında ne kadar çaresiz ne kadar hazırlıksız ne kadar beceriksiz ve de ne kadar bilgisiz bir kent olduğunu da gösterdi.

Neden mi?

Türkiye’nin neredeyse en büyük OSB’sinde ilk tekstil fabrikalarından biri olan ve Avrupa ülkelerine ihracat yaparak ülke ekonomisine katma değer sağlayan bu fabrikanın zemin katında küçük bir alanda çıkan yangına ilk müdahale Büyükşehir Belediyesi’nden gelen itfaiye ekiplerince yapılıyor. İşte asıl problem de burada başlıyor.

İtfaiye ekipleri yoğun dumana su sıkarak müdahalede bulunmaya çalışıyor. Oysa burası tekstil fabrikası. Yanan bir ev, çöplük, ya da ahır değil.

İçeride tonlarca polyester ipliğin hammaddesini oluşturan poy var. Bu da kimyasal bir ürün. Yani petrol türevlerinden ve ithal ediliyor. Bu ürünün alev alması demek, petrole kibrit atmakla eş değer.

Kaldı ki, tazyikli sular fabrikanın duvarlarını patlatınca hava koridorunun oluşması da yangını körükleyen nedenler içinde yer aldı.

 

Aslında Life Bursa Genel Yayın Yönetmeni Osman Gürçay Ağabeyimin de önceki günkü yazısında “Ülkemizin üretim ve ihracatta yüz akı olan Bursa’mızda yangına köpük sıkarak müdahale edecek bir itfaiye aracını umutsuzlukla bekledim ve gelmedi, ateşe su sıkan araçlarda su tükendikçe tazyik azalıyor, yangına adeta prostatlı gibi işiyorlardı” sözleri tam cümleler diyebilirim.

****                      ****

Ben de bunları bilmiyordum. O gece tekstil fabrikasındaki yangını izlerken iş adamlarından ve özellikle de AFAD görevlilerinden öğrendim. Eğer siz bu sentetiklerin üzerine alevleri söndürmek için su dökerseniz tonlarca tazyikli su kullanmanız gerekiyor. Köpük sıkarsanız çok çabuk söndürme ve yangını kontrol altına alma durumunuz olur.

Şunu net olarak gözlemlerime dayanarak söylemeliyim. Eğer ki o gece sadece Bursa itfaiye ekipleri ve AFAD olsa idi bu yangında fabrikanın tamamı yanar ve alevler çok kısa sürede diğer yanındaki boya, tekstil fabrikalarına da sıçrar facia daha da büyürdü. Çünkü fabrikalar neredeyse iç içe…

O gece İstanbul, Eskişehir, Yalova, Kocaeli, Kütahya, Afyon, Balıkesir, Bilecik, Çanakkale’den onlarca itfaiye, AFAD, arama kurtarma ekipleri desteğe geldiler. 600’e yakın görevli can virane çalıştı.

Özellikle destek ekiplerinden Yalova OSB’nin, Kocaeli OSB’nin itfaiye ekiplerinin köpüklü araçları sayesinde yangının seyri değişti ve saat 02.30 sıralarında kontrol altına alındı.

Bursa OSB’nin, Bursa Büyükşehir İtfaiyesinin ve diğer ilçe belediyelerinin bu tür olası yangınlara karşı köpüklü araçları ve eğitimli ekipleri olsa idi çevre illerden destek kuvvetlere de gerek kalmayacaktı.

Hatta fabrika yangını büyümeden söndürülecek ve bu şekilde soğurken çıkan dumanlar iki gün kentin havasını da tehdit eder hale gelmeyecekti.

****                      ****

O gece kent idarecilerinin de iyi bir sınav veremediğini belirtmeliyim.

Söz konusu fabrika kent dışında bir yerde olsa idi bu kadar risk taşımazdı ama kentin göbeğinde kalan OSB’nin de içinde çıkan yangın hem koskoca OSB için hem de bu kent için büyük bir risk durumunda. O gece orada AFAD Başkanlığında bir kriz masası oluşturuldu. En üst idari görevlilerin o masada yerlerini almaları gerekirdi. Diğer yangınlar gibi ele alıp, kameralara açıklama yapıp gitmeleri büyük bir talihsizlik oldu.

Ve bir başka talihsizlik de Bursa Valisi kameralara yaptığı açıklamada fabrikanın tamamının yandığını söyledi. Oysa fabrikanın sadece yüzde 20’si yandı. Diğer bölümlere sıçramadığı için üretime ara verilmedi.

Öğrendiğim kadarıyla henüz itfaiye yangının çıkış nedeni üzerine raporunu tamamlamadı ama elektrik kaçağından çıkmış olma ihtimalinden bahsediliyor. Siz bakmayın kamuoyundaki kirli iddialara. Sadece bu fabrika için değil bir başka fabrikada da yangın çıksa aynı kirli iddialar havada uçuşur.

Neticede işletme büyük ve güçlü. Yüzde 20’sinin maddi ve manevi yaralarını kısa sürede sarar ama olaya bu açıdan bakmak yanlış. Yanan sadece bir iş adamına ait fabrika değil, ülkenin özsermayesi, işçinin alın teri, emeği, değeri…

Dolayısıyla sanayi bölgesindeki bu fabrika başta idareciler olmak üzere tüm kent için bir ders niteliği taşıyor. Bir fabrika yangınında bile böyle aciz kalabiliyorsak, Allah göstermesin diğer olası yangın, deprem gibi afetlerde kim bilir nasıl bocalayacağız?

Son olarak da AFAD ekiplerini o gece gösterdikleri büyük çabadan dolayı da kutlamam gerekiyor. İç İşleri Bakanlığı’nın ülkemizin dört bir tarafında yaşanan afetlere karşı geliştirdiği “kriz masası” tecrübesini o gece hepimiz gördük.

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları