02 Aralık 2022 - Cuma

Bakan Çelik korkaklar diye kimleri kastetti?

Yazar - Cennet Yüzer Cankılıç
Okuma Süresi: 6 dk.
239 okunma
Cennet Yüzer Cankılıç

Cennet Yüzer Cankılıç

cankilic@ritimhaber.com -
Google News

Kendi deyimiyle 45 yıldır siyasetin içinde, 42 yıldır Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yol arkadaşı, 16 yıl AK Parti Milletvekili, 11 yıl  aralıksız bakanlık yapmış,  son 5 yıldır Ziraat Bankası Yönetim Kurulu Üyeliği dışında siyaseten  hiçbir aktif görevi yok.

Ama gelin görün ki siyasetin tam içinde, göbeğinde ve sahada.

Doğruya doğru:

AK Parti’nin Bursa’da gerek teşkilatlar gerekse de kamuoyu nezdinde en etkili ismi. En çok teveccüh gören şahsiyeti. Bursa’nın ağır ağabeyi.

Ve tabii aynı zamanda en çok çakılan, en çok dezenformasyona uğrayan ve yine kendi deyimiyle en çok “itibar suikastı”na maruz kalan biri.

Gün geçmiyor ki, kendi deyimiyle ”besleme basında” “besleme gazeteciler””kalemini satanlar” tarafından alakasız, asparagas haber  çıkmasın.

******               ******

Yok, İçİşleri Bakanlığı için Ankara’da kulis yapıyor, yok Alaçam’da kaçak saray yavrusu gibi villası var, yok Büyükşehir Belediye Başkanlığı için çalışıyor, yok doktor kızına özel torpil yapıldı, yok Mudanya’nın yarısı onun, yok CHP’li Mustafa Bozbey’in ortağı, yok başka partilerin teşkilatlarına adam yerleştiriyor, yok Cumhurbaşkanı Erdoğan Bursa’ya geldiğinde elini sıktı, yok sıkmadı, yanyana geldiler? Yok üstü kırmızı kalemle çizildi, yok medyası var.

Liste uzayıp gidiyor. Buna can mı dayanır? Sabır da bir yere kadar.

 

İşte dün sabah o sabır taşı çatladı.  Açtı ağzını, yumdu gözünü. Eski Bakan Faruk Çelik, kendisine yönelik yapılan tüm bu itibar suikastı ve asparagas haberler için İTÜ Evi’nde bir basınla sohbet toplantısı düzenledi.

*****                               *****

Belirtmeliyim ki uzun zamandır yerel basının etkili isimlerinin ağırlıkta olduğu bir toplantıda bulunmamıştım. Öyle ince ve hassas bir çağrı yapılmış ki, Çelik’e yapılan itibar suikastının tarafları bile toplantıda idi. Gelmeyenler ile gelemeyenlere de  arkadaşlarınca özel  canlı yayın yapıldı.

Bakan Çelik, konuşmasını 3 bölümde toparladı. Birinci bölümde yerel medyanın kentlerin ve ülkelerin demokratik gelişimi için bir güç olduğunu belirterek yerelde desteklenmeleri gerektiğini,medya ve gazeteci ayrımı yapılmasının yanlışlığını anlattı,  İkinci bölümde ticari ve siyasi hayatını anlattı, 3.bölümde hakkındaki iddiaları cevapladı.

Ağır konuştu:

“Bursa’da az da olsa besleme usulü çalışan gazeteciler var” dedi. “satılık kalemler var ” dedi.”İftira atmayın” dedi “İtibar suikastı yapmayın” dedi. “Sonuna kadar eleştiri yapın, eleştirip de dava atığım bir Allah’ın kulu yoktur” dedi. Ver parayı yazsınlar, haysiyet cellatlığı yapıyorlar” dedi.

Kendisine yönelik algı operasyonlarının, iftira ve iddiaların arkasında kimlerin olduğunu da iyi bildiğini söyleyen Çelik mesajını verdi:

“Bunları ve arkalarındaki siyasetçileri son kez uyarıyorum”

*****                  *****

Çelik’in toplantıdaki konuşmasına dair detayları  enbursa.com’un yazarlarından Yüksel Baysal ile Okan Tuna  anlattıkları için yenilemeyeceğim.

Ancak Bakan Çelik bu sefer gerçekten kararlı bir duruş içinde idi.
Dedi ki:

“Artık susmayacağım, konuşacağım. Yok öyle meydanı boş bulmak. Asparagas haber yapmak. Bundan sonra sesini yükselten, konuşan Faruk Çelik göreceksiniz. ”

Nitekim dediğini de yaptı.

Basınla olan sohbetinde hakkındaki iftira ve iddiaları açıklıkla cevaplandırdığı ve özellikle Alaçam’daki kaçak villa, saray, yavrusu diye yazılıp çizilen  bağ eviyle ilgili fotoğraf ve tapuları da gösterdiği halde  ilerleyen saatlerde  aynı odaklardan aynı minvalde çıkan  yazılara sessiz kalmadı.

 İlk defa sosyal medyasından “müfteriler” olarak nitelendirdiği bu kesime yönelik öyle sert ifadelerle paylaşım yaptı ki, okuyanlar  şaşırdı, bir anda gündem oldu:

Çelik söze “Uzun zamandır ben susarken , birileri  ileri geri konuştu. Bazıları  ile hukuk önünde sessiz sedasız  hesaplaştım ve mahkeme tarafından cezalandırıldılar. Ama tescilli müfterilerin bana ve aileme karşı iftiraları bitmedi” diye başlayıp;

“ Yüzleşemeyeceğim  bir Allah’ın kulu yok, Hal böyleyken davet edildiği halde toplantıya  gelemeyenler, korkaklar konuşmaya devam ediyor.” Dedikten sonra çağrıda bulundu:

“Korkaklar sizin için de yüreğiniz yetiyorsa özel seans yapabilirim, hadi buyrun”.

Sonuç itibariyle, O’nun maruz kaldığı siyasi lince, ben de aynı kesim tarafından  sık sık maruz kaldığım için  sözlerinin altına imzamı atıyorum. Meydan bu kadar boş değil. En çok da üzüldüğüm nokta  ömrünü siyasi davaya vermiş birinin ve birilerinin  itibarsızlaştırılması operasyonlarının dışarıdan değil, içeriden yapılıyor olması ve bunları gören, bilen partililerin de  korkudan  olsa gerek, öylece seyrediyor olması…

Yazık…

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları