Haddini aşan bu ‘edepsizlik’, gazetecilik değil…
Cennet Yüzer Cankılıç
cankilic@ritimhaber.com -
Bugün 81 ilin AK Parti İl Başkanları Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret eden Gazeteci Sedef Kabaş ile Engin Özkoç ve Aykut Erdoğdu hakkında eş zamanlı olarak suç duyurusunda bulundular. AK Parti Bursa il Başkanı Davut Gürkan da beraberinde Milletvekilleri Ahmet Kılıç, Mustafa Esgin, Refik Özen ve Atilla Ödünç ile partililerden oluşan yoğun bir katılımla Bursa Adliyesi’ne giderek suç duyurusunda bulundu, basın açıklamasıyla kınadı.
İl Başkanı Gürkan’ın hedefinde önce bu aşağılık sözlerin sahibine sahip çıkan muhalefet vardı.
Dedi ki:
“ Milletimizin oylarıyla seçilmiş Cumhurbaşkanımızın ve milletimizin değerlerinin karşısında durmayı muhalefet yapmak zanneden bu aciz zihniyet bir kere daha kendisini göstermiştir. Söyleyecek sözü olmayan çaresizler ya küfürler savurur, ya tehdit ve hakaretlerde bulunur ya da saldırıya geçer.”
Başkan Gürkan ardından Sedef Kabaş’a tepki gösterdi:
“Basın ilke ve ahlakına saygı duymayan zavallı sözde Gazeteci Kabaş’ın tek misyonu AK Parti ve Cumhurbaşkanımıza nefret kusmak olan bu TV kanalında liderimize yaptığı hakaretleri asla kabul etmiyoruz. Cumhurbaşkanlığı makamı bu milletin iradesini temsil eder. Cumhurbaşkanlığı makamına hakaret etmek gözü dönmüşlüktür, hadsizliktir, zavallılıktır. Hiçbir akl-ı selim sahibi hakareti ifade özgürlüğü olarak nitelendiremez”.
AK Parti il Başkanı Davut Gürkan’ın tepki içeren açıklamasına bir gazeteci, bir vatansever olarak ben de katkıda bulunmak istiyorum.
****** ****** ******
TV 1 kanalındaki o programını izledim. Gazeteci Sedef Kabaş’ın sarf ettiği sözler öyle yenilir yutulur cinsten değil, haddini aşmak da değil. Basbayağı gözlerimizin içine baka baka Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı’na aşağılık bir benzetmede bulunup, hakaret ediyor.
Gazetecilikle bağdaşmayan, basın, ahlak ilkeleriyle uyuşmayan, eleştiri dozunu aşmış, ifade özgürlüğünün dışına çıkmış bu aşağılık sözleri devletini, vatanını ve milletini seven bir birey olarak kabul etmediğim gibi, mesleğim adına da utanç verici buluyorum.
Değil bu topraklarda, bu toprakların dışında yaşayanların dahi Cumhurbaşkanlığı makamına bu şekilde hadsizce saldırmalarını, hakaret etmelerini, aşağılamalarını kabul etmemiz mümkün değil.
Cumhurbaşkanı’nı beğenmemesini, kabul etmemesini, gazeteci olarak eleştirmesini, hatta gazeteci olmanın dışında TC vatandaşı olarak tenkit etmesini de anlayışla karşılayabilirim, ancak bu istememe, eleştirme hiçbir şekilde o kişiye ve o kişinin temsil ettiği makama saygısızlığı, hakareti etme hakkını vermez. Ve yine değil Türkiye’de, dünyanın en gelişmiş demokratik ülkelerinde dahi devlet başkanlığına böyle ağır hakaret ifade özgürlüğü kapsamında değil, cezai yaptırımla karşılık bulur.
****** ******* ******
O’nun ve onun gibi düşünenler için Cumhurbaşkanlığı makamı belki bir değer ifade etmiyor olabilir ama bu ülkenin ekseriyeti için bu makamlar devletin ta kendisidir. Bu devlet için, bu topraklar için, bu bayrak için, bu millet için can veren şehitlerimizi de düşündüğümüzde, tecrübeli olarak bilinen bu gazeteci kadının ağzından dökülen sözlerin öylesine değil, bilerek, tasarlayarak söylendiği aşikar iken, bu halk için ne kadar ağır olduğu da ortada.
Sözün özü, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaretten tutuklanan Gazeteci Sedef Kabaş’ın insani değerlerle de bağdaşmayan o sözlerin ne basın camiasında ne de siyaset cephesinin muhalefet kesiminde asla savunulacak tarafı yok!..
