Bursa’nın en tehlikeli yeri neresi?
Cennet Yüzer Cankılıç
cankilic@ritimhaber.com -
Düşünsenize. Geçtiğimiz Cuma günü İzmir-Seferihisar merkezli 6.6 büyüklüğündeki depremin şiddetini Bursa’da da hissettiğimize göre böyle bir depremin Bursa merkezli olduğunu? Ya da Bursa’yı da etkileyecek olan büyük Marmara depreminin vukuu bulduğunu…
Düşüncesi bile ürkütüyor ama bu depremi er geç yaşayacağız. Yanı başımızdaki her depremde Bursa’da şu kadar bina yıkılır, şu kadar can gider diye varsayımlarda bulunmanın ötesinde de maalesef çok mesafe kat edemiyoruz. Bazen vatandaş nezdinde, bazen yerel yönetimlerde bazen de genel idare anlamında elimiz kolumuz bağlanıyor.
İşte o mesafe kat edemediğimiz riskli yerlerden biri de, belki de listenin ilk sırasında 1050 Konutlar diye tabir ettiğimiz Akpınar Mahallesi’nin Mudanya Yolu gidiş istikameti sağ taraftaki çöküntü bölgesi…
Burası 429 dönüm üzerinde, 2 bin 290 konut olarak, 5’er katlı binalardan oluşan Bursa’nın ilk toplu konut alanı. Eski Başbakanlarımızdan Rahmetli Turgut Özal döneminde, Bulgaristan’da Türklere uygulanan soy kırımda, ülkemize getirilen aileler için toplu konut projesi olarak temeli 1985’te atıldı, 89’da aileler yerleştirildi.
31 yıl önce 70’li yıllardaki deprem mevzuatına göre yapılan bu binalar şimdi Bursa’nın en tehlikeli binaları durumunda.
Akpınar Mahallesi Kentsel Dönüşüm Dernek Başkanı Mutlu Altun’un söylediğine göre, Allah muhafaza İzmir’deki deprem Bursa’da olsun bu bölgede taş üstünde taş kalmaz.
***** ***** *****
Bölgede 8 bin civarında insan yaşadığına göre, düşünün artık ne demek istediğini. Hatta bazıları çürük raporu olduğu için boşaltılmış, yanındaki binaların da boşaltılması gerekiyor ama , işte insanlar çürük olduğunu bile bile o çürüğü raporlandırmak istemiyorlar. Sadece insanlar değil , yetkililer de…
Çünkü , boşalttıkları an kentsel dönüşüm haklarından yararlanamayacaklarını, dışarıda kiraya çıktıklarında ise kira yardımı alamayacaklarını iddia ediyorlar.
8 yıldır bölgenin kentsel dönüşüme tabi tutulacağı söylentilerine rağmen, buraya kazma vurulmadı.
“Neden?” Diye sordum Dernek Başkanı Mutlu Altun’a…
Şu yanıtı verdi:
“İlk önce biz durumun pek farkında değildik. Kentsel dönüşüm bize de çok cazip geldi. Ama anlaşma sağlanamadı. Şimdi biz istiyoruz, planımızı biz yapıp yetkililerin önüne koyuyoruz bu sefer onlar tam yanaşmıyor. Ama bizim şu İzmir depreminden sonra bekleyecek takatimiz kalmadı”.
Yine sordum “neden yanaşmıyorlar?” Diye…
Dedi ki:
“Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Alinur Aktaş’da bu bölgenin bir an evvel revize edilmesi taraftarı. Daha 20 gün önce kendisiyle tarihi binadaki makamında konuştuk. Bu bölge için çizdirdiğimiz planlarımızı önüne koyduk, beğendi de. Ama bize “Bu iş bizim yetkimizin üstünde. Orasını Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yapacak. Planları onlar hazırlıyorlar. Bakanlıktan proje gelsin hemen başlayalım” dedi.”
***** ****** ******
“Peki Bakanlıktan neden proje gelmiyor?” Dedim.
O’na da şöyle cevap verdi:
“3 ay önce Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’la bakanlıkta görüştük. Bakanlık hazırladığı projede hane başına 120-150 bin TL civarında konut sahiplerine ek maliyet çıkarıyor. Biz o zaman da kendisine söyledik. Bizim böyle üstüne para verme gücümüz yok, burayı para ödemeden yaptırabiliriz”dedik. Kendisi proje bir çıksın bakalım dedi.”.
Mutlu Altun devamında da şunu söyledi:
“Bakanlıkta , belediye de, biz de projeyi bekliyoruz belki, bizim de kabul edeceğimiz güzel bir proje çıkacak. Ama bizim üstüne para ödeyecek gücümüz yok. O yüzden kendi kentsel dönüşüm projemizi çizdirdik. Buna göre mevcut konumda 2 bin 290 konut var, yeni projede de yine 2 bin 290 konut var. Mevcut konutlarımız 5’er katlı. Biz zemin artı 7 kat olarak planladık. Bunu da bakan beye sorduğumuzda sorun teşkil etmeyeceğini söylemişti. Bizim amacımız konutların altındaki dükkanlardan bu projeyi hak sahiplerine para ödetmeden yaptırmak. Ayrıca sosyal donatılarıyla Bursa’ya örnek olacak bir proje “.
Akpınar Mahallesi Kentsel Dönüşüm Derneği Başkanı Mutlu Altun proje ile ilgili son gelişmeleri bu akşam mahallesinde basın mensuplarına anlatacak ama şunu özellikle o da vurguladı ben de belirtmek istiyorum:
“Ne bu bölgenin ne de bir başka riskli, çöküntü bölgesinin, konutların mevzuattır, ödenektir gibi vatandaş ve bürokratik anlamda bekleme lüksü yok. Burada tehlike geldim diye bas bas bağırıyor, binalar insanların üzerine çöktükten sonra enkaz başına ahlamaya vahlamaya kimse gitmesin””.
