Size acı bir itirafta bulunayım mı?
Cennet Yüzer Cankılıç
cankilic@ritimhaber.com -AK Parti’den istifa ettiği için yazmamda bir sakınca yok. AK Parti’nin Bursa’da en parlak dönemlerine imza atan il başkanlarından biri olan Sedat Yalçın’ın istifası kamuoyunda şaşkınlık yaratsa da, kendisini yakından tanıyanlar için pek sürpriz olmadı.
Çünkü özellikle son 2-3 yıldır iktidar partisinin yerelde ve genelde yaptığı uygulamalardan, AB ile ilişkiler başta olmak üzere komşularımızla yaşanılan sorunlardan, ekonomik ve sosyal politikalardan özgürlük ve demokratik gelişimler ile adalet kavramının içinin boşaltılmasından ve kamu kurumlarında kayırılmanın ön plana geçmesinden son derece rahatsızdı.
Türkiye’yi 90’lı yılların ekonomik ve sosyal buhranından kurtaran AK Parti iktidarının son yıllarda içine girdiği yozlaşma ve yıpranmanın ana nedenlerinden birini sistem değişikliğine bağlıyordu ki, istifa etmeden önce yaptığımız görüşmelerde sık sık dile getiriyordu:
“Biz bu yönetim sistemi değişikliğini en ateşli savunanlardandık. Çünkü 15 Temmuz darbe girişiminden sonra da gördük ki sistem tıkanmıştı. Ama şimdi bambaşka bir sistemle karşı karşıyayız. Her şey tek elde toplandı. Bizim sokakta halka anlattığımız, savunduğumuz sistem bu değildi. Gerçekten kendi adıma söyleyeyim ki çok pişmanım. Bize anlatılanla, uygulanan çok farklı. Parlamenter sistem bugünkü sistemden kat be kat daha sağlıklı ve yerinde imiş."
Ben de şimdi size bir gerçeği söyleyeyim mi?
Sedat Yalçın’ın AK Parti’den istifa etmeden önce söylediği bu sözlerin benzeri inanın bana son 6 aydır partide hemen hemen her kesim tarafından dillendiriliyor. Milletvekili de, belediye başkanı da, ilçe başkanı da, yöneticileri de, mahalle delegeleri de, üyeleri de ve hata eski il başkanları da mevcut sistemden muzdarıp.
Ama kimse çıkıp da yüksek sesle “bu sistem bize yaramadı” diyemiyor. Çünkü gelecek tepkilerden ve baskılardan korkuyor, çekiniyor. Siz bakmayın ahkâm kesenlere…
O’nun yerine Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin eksik yönleri revize edilip, kanun ve yönetmeliklerle alt yapısı güçlendirilmeli, Seçim Kanunu ve Siyasi Partiler Kanunu değişmeli gibi bir takım yeni düzenlemeler öne sürülerek, açıkçası günah çıkartılıyor.
Evet, muhalefet cephesi bu konuda uzun süredir istikrarlı bir karşı duruş sergiliyor. Hatta önümüzde ya zamanında ya da öncesinde yapılacak bir seçimde “sistem değişikliği”ni yani eski parlamenter sisteme dönüşü Millet İttifakı’nın merkezine oturtup, bileşenlerini bu bağlamda oluşturma politikasını şimdiden yürütüyor.
Önemli olan AK Parti’nin içinden ve bu sistemi başından bu yana koşulsuz savunan yazar-çizer takımının sistemin yanlışlığını ve oturmadığını dillendirilmesi.
***** ****** *******
16 Nisan 2017 “Anayasa ve Yönetim değişikliği “ Referandumunun hem sahada, hem yazılarımda, hem TV ve sosyal medya platformlarında en ateşli savunucularından biri olarak maalesef üzülerek belirtmeliyim ki, geldiğimiz nokta benim için de tam bir hayal kırıklığı!