Yanan Demirciler Köyü’nde son durum böyle…

Cennet Yüzer Cankılıç
cankilic@ritimhaber.com -Çok kısa süre önce yakın tarihimizin hem en büyük yangın felaketini, hem de en ağır, can kayıplı sel felaketini yaşadık. Şimdi yaraların sarılma zamanı. Devletimiz bu konuda tüm kurum ve kuruluşlarıyla iş başında. Vatandaşımız da sağolsun toplumsal felaket karşısındaki duyarlılığını en üst seviyede gösteriyor. Gerek yangın, gerekse de sel felaketinin yaşandığı bölgelere ülkemizin dört bir tarafından kurum, kuruluşlar, STK’lar ve bireyler olarak başta gıda, erzak, giyecek ve mutfak eşyaları gibi zaruri ihtiyaç kalemleri olmak üzere nakdi yardımlar çığ gibi akıyor.
Öncelikle şu detayı belirtmeliyim. Gerek Türkiye’nin dört bir tarafında teşkilatlanmış olan gerekse de Antalya ve civarında etkili konumda bulunan Yörük ve Türkmen dernekleri, Manavgat bölgesindeki yangınlarda ilk bölgeye giden, yangınların söndürülmesinde, ilk yardım ve ihtiyaç malzemelerinin karşılanmasında destek çıkan STK’ların en, en başında geliyor.
Bu kapsamda, yangının başladığı Kalemler Köy’üne, söndürülmesinden kısa süre sonra İrfan Tatlıoğlu’nun Genel Başkanlı’ğını yaptığı Türk Dünyası Yörük Türkmen Birliği yöneticileri ile gitmiş ve gördüğümüz o korkunç manzara karşısında ne kadar büyük bir afet yaşadığımızı daha iyi anlamıştık.
Birlik bölgeye nakdi başta olmak üzere ev için gerekli mobilya ve beyaz eşya yardımı temininde bulunurken, Başkanlığını Dinçer Akyel’in yaptığı ve benim de başkan yardımcısı olduğum Osmangazi Yörük Türkmen Dernekleri olarak Kaymakamlık koordinasyonunda Demirciler Köy’üne, dernek yönetiminden Ali Aydın ‘labirlikte mutfak araç ve gereçleri ile nevresim takımlarından oluşan yardım paketlerinin dağıtımında bulunarak,hayırsever dostlarımızın duyarlılığını yerine getirdik.
59 KÖYÜMÜZ YANDI
Demirciler Köy’ü, Torosların eteğinde bulunan yörük köylerinden biri. 400 haneli köy. Geçim kaynağı tarım ve hayvancılık. Köyün yarısı yaz aylarında hayvanlarını otlatmak için yaylalara çıkıyor. 28 Temmuz tarihinde bu bölgede ilk yangın Kalemler Köy’ünde başlıyor ve kısa sürede diğer köylere yayılıyor. Yangın fırtınasında tam 59 köyümüz yandı.Evler küle döndü. Binlerce hayvan telef olurken, köylünün geçim kaynağını oluşturan tarlasındaki mahsul de maalesef yandı.
Kalemler Köy’ünde görmüştüm, Demirciler Köy’ünde de manzara aynı idi. Bırakın evdeki eşyalarını canlarını zor kurtaran köylüler hala yardımlarla ayakta kalmaya çalışıyorlar. Bu konuda Manavgat Belediyesi ile AFAD üstün bir çalışma performansı gösteriyor. Manavgat Belediyesi yanan evleri dozerlerle yıkmış. Şimdi sırada molozların temizlenmesi var.
AFAD, İç işleri Bakanlığı’nın koordinasyonunda evi ağır hasarlı , yanan vatandaşların her birinin bahçesine konteyner evler kondurmuş. İçlerine baktım. Buzdolopları, 2’şer tane küçük tüpgazları, klimaları takılı. Birer yatak ile birer çek yat da gelmek üzere.Her yerde AFAD’ın büyük kolileri var.
Demirciler Köy’ünün Muhtarı Hüseyin Demirci ve vatandaşlarla da sohbet ettik.Hepsi yangınların çıkışı ve yayılışı konusunda hem fikirdi:
“Türlü iddialar var, nasıl ve kimler tarafından çıkarıldığı bilinmiyor,ama biz böyle çabuk yayılan bir yangın daha görmedik.Köylerimiz yangına gece yakalandı.Akseki köyü ile bizim köy arası 7 km. Normalde o köydeki yangının bize gelmesi 3-4 günü bulur, ama yarım saatte bizim köye geldi. Hem de rüzgarın tam tersi yönünde.İlk defa rüzgarın tersine giden yangın gördük. Bu bambaşka yangın”
MANAVGAT BELEDİYESİ’NDEN 3 ÖĞÜN YEMEK
Demirciler Köy’üne giderken yol güzergahında pek çok noktada Manavgat Belediyesi’ne ait ücretsiz yemek servisi yapan kamyonetlerle karşılaştık. Biz Demirciler Köy’üne girdiğimizde de hemen arkamızdan öğle saati olduğu için yemek arabalarından biri köy meydanına geldi. Berattin Kaya Manavgat Belediyes’nin çok iyi çalıştığını belirterek” Sabah, öğle ve akşam düzenli olarak yemek dağıtımı yapılıyor. 3 kap yemek veriyor. Hem bölgede kendi çalışanlarına hem de biz köylülere.Yetmedi, yemeği kaçıranlara sandviç ekmekler de gönderiliyor.” dedi.
Şunu da önemle belirteyim ki, Manavgat’ın CHP’li Belediye Başkanı Şükrü Sözen bölgede gerçekten sevilen, sayılan bir belediye başkanı.12 yıldır belediye başkanlığı yapıyor. Daha doğrusu ailenin bir ağırlığı var. Çünkü, dededen toruna intikal eden bir görev. Dedesi Şükrü Özen 17 yıl, babası Sırrı Özen de tam 10 yıl belediye başkanlığı yapmış.Bu gidişle oğlu da belediye başkanlığını görür!..
KÖYLÜLER BOŞ KAĞIDA İMZA ATMAK İSTEMİYOR
Demirciler Köy’ünde vatandaşlarla sohbetimizde yanan evlerin yerlerine yapılacak yeni evleri de konuştuk. Evet şimdilik devlet AFAD kanalıyla konteyner evler kondurmuş ama bu geçici bir barınak. Yıkılan evlerin yerine devlet “Vatandaşlarımıza bir yılda yeni evler yapacağız” sözü vermişti ya, burada öğreniyoruz ki bu büyük bir sorun.Hatta kriz oluşturmuş!
Çünkü, TOKİ kanalıyla yapılacak evler için evleri yanan mağdur vatandaşların, afetzedelerin önüne boş kağıt uzatılarak imza atmaları isteniyor. Muhtar Hüseyin Demirci doğal olarak "Bu bir afet durumu, köylülerimiz evlerinden, bahçelerinden, eşyalarından olmuş, tarlasındaki mahsulünden olmuş. Evi için haliyle borçlanmak istemiyor.Bu sorunu aşmak için yoğun mücadele veriyoruz” derken, görüştüğüm köylülerin hepsi “Boş kağıda neden imza atıp kendimizi borçlandıralım, sıkıntıya düşürelim, zaten sıkıntı içindeyiz” diye tepki gösterdiler.
Ki bu konuda çok çok haklılar.
BÜROKRASİ HER ZAMANKİ GİBİ DEVREDE
Öte yandan evet devlet iş başında, vatandaşının yanında ama, bürokrasi de tüm ağırlığıyla iş başında diyebilirim. Biz oradayken 3 ayrı kurumdan 3 ayrı ekip gelerek tutanak tuttu.
Önce Maliye’den geldiler, hasar gören evlerin içindeki eşyaların dökümünü aldılar, ardından Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan geldiler, yıkılan evleri tek tek tespit ederek tutanak tuttular, ardından da Tarım Bakanlığı’ndan gelerek hasar gören tarlalar ile telef olan hayvanların dökümü resmileştirdiler.
De…
Edindiğim izlenim bu bürokrasinin artık köylüleri fena halde bıktırdığı yönünde idi.”Bilardo topu gibi olduk” yakınmasını duydum. 3 kurum ayrı ayrı geleceği yere 3 kurumdan bir ortak heyet oluşturulsa , köyleri tek tek gezerek hepsini aynı anda tutanağa dökseler olmaz mı? Neticede buraları afet bölgeleri. Zaman kavramı ön planda. İşin içine bürokrasi girdi mi, o iş kolay kolay sonuçlanmıyor.
Yardımlara gelince;
Dedim ya bölgeye Türkiye’nin her yerinden yardım yağdı ve yağıyor diye. Bizim insanımız aç gözlü değil. Tamahkar. Bir konteyner eve koliyi teslim ederken “Bana vermeyin, devletimizden Allah razı olsun bize bakıyor, şimdilik işimizi görecek kadar kap kaçağımız var, benden daha çok ihtiyacı olanlar var onlara götürün. Hepinizden Allah razı olsun” demesi hepimizin yüreğini dağladı. Bunu diyen kadının felçli ve durumunun kötü olduğunu söylersem, ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız…