15 Şubat 2024 - Perşembe

Ya gerçekten “Türkiye’nin Çernobil’i” ise…

Yazar - Cennet Yüzer Cankılıç
Okuma Süresi: 6 dk.
592 okunma
Cennet Yüzer Cankılıç

Cennet Yüzer Cankılıç

cankilic@ritimhaber.com -
Google News

Çok üzücü, Erzincan’daki maden ocağında göçük altında kalan 9 madencimiz için umutların artık tükendiği saatlerde bu yazımı yazıyorum.

Bekledim belki kurtarma seferberliğinden sevinçli haberler gelir de öyle yazıma başlarım diye, ama olmadı. Çünkü üstlerinde 10 milyon metreküp toprak yığını var. Koca bir dağ. Daha yerleri bile net olarak tespit edilebilmiş değil.

Aslında facia göz göre göre gelmiş.

Kazı bölgesinde o gün sabah saatlerinde işçiler yaptıkları rutin denetimde toprak istifini tutan çimentonun yer yer çatladığını görüyorlar ve hemen amirlerine bildiriyorlar. 100 civarında işçi bölgeden hemen uzaklaştırılıyor. Eğer o gün saatler içinde alan alel acele boşaltılmasa idi, ya da ağırdan alınsa idi bugün o toprağın altında kalanların sayısı daha fazla olacaktı.

***

Kayan toprağın görüntülerini tekrar tekrar izledim. Toprak çığ gibi akıyor. Heyelan ötesi bir şey. Sanki barajın kapakları açılmış fışkıran su gibi. Öyle hızlı akmış ki, bir kilometre yol katetmiş.

Kimilerine göre bu toprak siyanürlü su olduğu için böyle aktı, kimilerine göre istiflendiği için. İşte bu noktada kanımızı donduran müthiş iddialar var.

Olay öyle basit bir göçükten ibaret değil.

Ortaya çıkan iddialara bakarsak maden ocağı öyle masumane değil.

Dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un Çöpler Altın Ocağı’nı koruyup, kolladığına dair iddialar ortaya atılırken, burası bakanlık tarafından ihlal gerekçeleriyle birkaç defa kapatılıp, yüklü miktarda para cezaları kesilmiş.

Cezaların kesilmesi işlerin yerinde gitmediğini gösteriyor ve cezalar da anlaşılan pek caydırıcı olmamış.

Ayrıca;

Çöpler Maden Ocağı’ndaki siyanür tehlikesine karşı çektiği videolarla gündeme gelen Sedat Cezayirlioğlu’nun olay sonrası “Ben uyarmıştım, Türkiye’nin Çernobil’i bu. Toprak 40 tane kimyasal barındırıyor. Akan siyanür, sülfürükasit asit atığı Fırat Nehri’ne karıştı.” dediği paylaşımlarının ardından gözaltına alınması da olayı başka bir boyuta taşıdı.

Sülfürik asit öyle tehlikeli kimyasal ki, ele damladığında saniyeler içinde kemiği yok ediyor, doğada taşı eritiyor. İddia o ki, milyarlarca ton bu kanserojen içeren atıklar yok edilmek için evaparatör olan püskürtme cihazlarıyla atmosfere verilmiş. Yine siyanürlü suyun hemen aşağıda 300 metre ilerideki Fırat Nehri’ne akıtıldığı da söyleniyor ki, vahim bir durum.

Maden ocağından dolayı taşınmak zorunda kalan Çöpler Köy’ü başta olmak üzere çevre köyler ve ilçeler aktif fay hattı üzerinde bulunan ocağın olası bir depremde göçmesinden ve toprağa siyanür karışmasından korkarlarken, o tehlike istiflenen toprağın heyelan sonucu kaymasıyla meydana geldi.  

Yetkililerin heyelan sonrası sık sık aldıkları numunelerle kamuoyunu “Tehlikeli bir durum yok” açıklamalarıyla sakinleştirmeye çalışmaları da sosyal medyada dönen bırakın iddiaları, hayretler içinde izlediğimiz o görüntülerden dolayı artık pek mümkün değil…

Ben de bu iddialara öyle deli saçmalığı olarak bakmak istemiyorum, sonuçta altın siyanürle çıkarılıyor.

Devletin bir an evvel burayla ilgili ortaya atılan ciddi itham ve iddialara yönelik bilimsel olarak akademisyenler nezdinde araştırma yapıp, kamuoyunu rahatlatması gerekiyor. Aksi takdirde bilgi kirliliğinin önüne geçilemez. Ve bu algı gerçeğe dönüşür…

***

Yine, maden ocağının küçük ortağının Çalık Grubu olması da “iktidara yakın büyük firmalardan biri ne de olsa dokunulamaz” iddialarını bir kez daha kuvvetlendirdi.

Biraz araştırdım.

Türkiye’deki altın madenlerinin çıkarılması işi yabancı ortaklarla yapılıyor. İliç İlçesi’ndeki bu maden ocağı da 2010 yılında açılmış. Anagold Madencilik tarafından işletiliyor. Şirketin yüzde 80’i Kanadalı altın madeni işletmecisi SSR Mining’in. Yüzde 20’si Çalık Grubu’nun. Yabancı şirket Arjantin ve Kanada’da da altın madenlerini işletiyor ve bizim Erzincan’daki altın madeni firmanın bu toplam üretim kapasitesinin yarısını oluşturuyor. 

Yani şirket 3 ülkede yılda toplam 2 milyar dolarlık altın üretimi yaparken, bunun yarım milyar doları bizim Erzincan’daki madenden çıkarılıyor.

Gördüğünüz gibi burası global bir işletme. O yüzden felaketin acısı sadece bizim yüreklere düşmedi, Amerikan borsası ile bizim Türk borsasını da ilk gün fena vurdu.

Anagold firmasının Nasdaq’taki (New York merkezli faaliyet gösteren teknoloji borsası) hisselerinin yüzde 53 oranında düşmesi, ABD’deki hissedarlarının haberin duyulmasının hemen ardından hisselerini satmak için yarışa girdiklerini gösteriyor.

Bizde de pazartesi günü 9 binin üzerinde olan borsa, olayın vahametinin ortaya çıkmasıyla beraber 8 bin 956’lara geriledi. Yüzde 43’lük düşüş o gün piyasaları etkilerken, dünden itibaren borsa yine 9 bin seviyelerini geçti.

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları