Neden il başkanı önemli gördünüz mü şimdi?
Cennet Yüzer Cankılıç
cankilic@ritimhaber.com -enBursa.com yazarı Mustafa Gültekin’in dün Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’la ilgili yazısında şu paragrafının altını önemle çiziyorum:
“Alinur Aktaş'ı hem muhalefetin taşlamasından koruyacak, hem de yeri geldiğinde hata yapmasına mani olacak nitelikte bir il başkanı/ilçe başkanları ve teşkilat yok. Peki; kibirli kabile reisleri gibi koltuklarda kurulan akıldaneler bazı konularda önceden uyarmıyorlar mı başkanı? İl başkanının sorusuna il başkanı, ilçe başkanının sorusuna ilçe başkanı cevap vermesi gerekmez mi?”
Çok doğru bir tespit.
Velhasıl uzun süredir yazıyorum ve her platformda söylüyorum.
“AK Parti’nin 2002’den bu yana yerelde ve genelde kalesi, şu anda da elindeki en büyük il durumundaki Bursa’da AK Parti iktidar ama muktedir değil” diye. Oysa bu partinin 18 yılda bürokrasi, STK ve parti teşkilatlanması anlamında artık tüm kurum ve kuruluşlarda “yönetebilen” konumda olması gerekiyor. Son 3 yıldır olduğu gibi “yönetilen değil”.
Teşkilatlar ayrı telden, bürokrasi ayrı telden, belediyeler ayrı telden. Arada bir bağlayıcı ve ahenk yok.
Böyle bir siyasi dağınıklıkta ne disiplin olur ne de başarı…
Belediyeler sanki muhalefet partileri gibi birbirleriyle zıtlaşmış durumdalar, ilçe başkanları ile ilçe belediye başkanları arasında kopukluk var. İl ve ilçe yöneticilerinin geneli belediyelerle ne iş yapabilirim telaşında. Bürokrasi kendi içinde özerk. Görevden alınan ile atanandan parti bir haber…
****
Biz “Bursa’da yönetim zafiyeti var. Bursa yönetilemiyor. AK Parti politika üretemiyor, CHP ile İyi Parti’nin muhalefetine göre konumlanıyor, sürekli savunma pozisyonunda” dediğimizde bizi muhalefet etmekle suçladılar. Tespitlerimiz doğru ki, il başkanı “tamam” dendi.
Kendisine kalsa ilçe kongrelerinde tek tek kendi elleriyle yaptığı il delegeleriyle seçime gidecekti, ama olmadı. Başarılı il başkanı olsaydı, şimdi çoktan il kongresini yapmıştı bile…
****
Eğer o koltukta güçlü bir il başkanı oturuyor olsa idi, inanın şu anda Bursa CHP İl Başkanı İsmet Karaca ile İYİ Parti İl Başkanı Selçuk Türkoğlu’nun muhalefetine teslim olmazdı. Hele ki şu son MasterChef örneğinde yaşandığı gibi, gücünü sahadan alan il başkanıyla Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş bugün yaşadığı pek çok sıkıntıyı yaşamazdı.
Bugün bakıyorsunuz muhalefet partilerinin il başkanlarının muhatabı Büyükşehir Belediye Başkanı, muhalefet partilerinin ilçe başkanlarının muhatabı da AK Partili belediye başkanları olmuş. Çünkü parti teşkilatında kadrolaşmada ehil kişilere görev vermek yerine, eş, dostla yapılandırıldı. Bırakın partinin misyonuna dair ağzını açıp kelam edecek bir zatı, okkalı cevap verecek birileri kalmadı. Ehil olanlar da zaten ona buna kırdırılmış, gün bugün diye seslerini çıkarmıyorlar. Haklılar da…
BU KADRO BAŞKAN’I DAHA ÇOK “TARTIŞTIRIR”
Alinur Başkan’ın yaşadığı sıkıntıya gelince;
Büyükşehir Belediyesi olarak yerel, ulusal ve küresel anlamda kentini tanıtan programlara katılması, sponsor olması ve ya kentini tanıtan reklamlar vermesinde hiç bir idari ve siyasi sıkıntı yok…
Ama…
Burada izlenen yöntem ile zamanlama farklı olduğu için tartışmaların odağında kaldı.
Başkan her şeyi bilmek, her konuyla ince ince ilgilenmek zorunda değil. Onca danışman ve bürokrat kadrosu ne güne duruyor?
Diyemediler mi?
“Başkanım esnaf Covid’den dolayı iş yapamaz, kepenk kapattığı bir dönemde biz doğrudan bu programa sponsor olmayalım, gelin iş dünyasından sponsorlar bulalım, hem kendilerini tanıtsın hem de bizi ve kentimizi. Biz de programa ödeyeceğimiz meblağı esnafa dağıtırız. Siz de programda - kapatılan restoranlar, lokantalar gibi işletme sahiplerine belediye olarak maddi destek yardımında bulunacağız- diyerek açıklama yaparsınız”
Bakın Başkanın “Yarısını BTSO karşıladı” dediği BTSO nasıl da bu yöntemle işin içinden çıkıverdi. Aktaş bir anda yalnızlaştı. Başkanı hem kamuoyu önünde BTSO ile karşı karşıya getirmeye, hem de muhalefetin diline düşürmeye, esnafın ve vatandaşın öfkesine maruz bırakmaya o iş bilen kadrosunun hakkı yok. Zaten onlar iş başında olduğu sürece başkan daha çok tartışılır!
Ayrıca gördüğümüz kadarıyla başkanın “A takımından” doğru dürüst proje üreten de, sahada çalışma yapan da yok. Dayamışlar sırtlarını başkana. Buna parti yönetimi de dahil…