Bu acıların telafisi yok...
Cennet Yüzer Cankılıç
cankilic@ritimhaber.com -
Felaketler, acılar üst üste geliyor. Küçük kıyamet dedikleri bu olsa gerek. Bir taraftan şehit
haberleriyle yüreğimiz yanıyor, diğer taraftan Karadeniz’i etkisi altına alan sel felaketleriyle
boğuşuyor, öbür taraftan Ege ile Akdeniz bölgelerinde peş peşe çıkan büyük orman yangınlarıyla can
evimizden vuruluyoruz.
Geçen yıl da bu dönemlerde benzer peş peşe orman yangınlarıyla karşılaşmıştık ama bu sefer
Antalya’nın Manavgat ilçesinde başlayan ve bölgeden 3 vatandaşımızın öldüğü haberlerinin geldiği
orman yangınlarına Kayseri, Adana ve Osmaniye’de aynı anda 25 noktada birden başlayan rüzgarın
etkisiyle de durdurulamayan, bugün de Marmaris ve Bodrum’da başlayan yangınlar da felaketin
boyutları daha da ağırlaşıyor.
Bölgeden gelen görüntülere can dayanmaz misali, sadece akciğerlerimiz ormanlar yanmıyor, içindeki
binlerce çeşit hayvanlar, evler, çiftlikler, köyler, mahalleler, otlaklar, ahırlar, yazlık evler, siteler de
alevlerin içinde küle dönüşüyor.
***** ***** *****
Bilanço ağırın ötesinde. Resmi rakamlara göre 3 ölü, 122 yaralı var. Ülkemizin doğal güzelliği ve yaz
turizmi ile adını dünyaya duyurmuş Manavgat’ta şimdilik 8 mahalle küle dönerken 10’un üzerinde
mahallenin, otellerin ve yazlık evlerin boşaltıldığı bilgisi geliyor. Felaketin ülke ekonomisine verdiği
zararın ise maddi boyutu trilyonların üzerinde.
Tam anlamıyla can pazarının yaşandığı yangın yerlerinde söndürme çalışmaları maalesef sıcak hava ve
rüzgarın etkisiyle sonuç vermezken, pek çok kent merkezi, köyler, mahalleler, hastaneler risk altında
olduğu için ya boşaltılıyor ya da Marmaris başta olmak üzere yerleşim yerlerine giriş çıkışlar
kapatılıyor.
Haliyle eş zamanlı çıkan ve kontrol altına alınamayan bu büyük yangınlar akla hemen”terörist
eylemler mi? sorusunu getiriyor ki, bu konuda savcılar ve güvenlik güçleri araştırmalarını
yoğunlaştırırken, iddialar da, görgü tanıklarının ifadeleri de bu yönde özellikle PKK ‘da ağırlık
kazanıyor.Zaten Cumhurbaşkanlı’ğından da bu yönde soruşturmanın başlatıldığı açıklaması geldi.
Bu arada madalyonun bir de arka tarafı var ki, hepten içler acısı.
Özellikle her yıl bu dönemlerde ya sabotaj ya piknikçiler ve ya doğal yollardan çıkan yangınlarda binlerce alan küle dönerken, binlerce bitki örtüsü ve içinde barındırdığı canlılar alev alev yanarken,
bizim ülke olarak bu korkunç olaylar karşısında tam teçhizat ve ekipmanlarımızı, yangınla mücadele
yöntemimizi yenileyememiş olmamızdır. Bu afete karşı devlet olarak önleyici, koruyucu ve mücadelede kapsamlı bir politika geliştirmemiz gerekiyor.
BAKAN SOYLU MÜLTECİ KONUSUNA AÇIKLIK GETİRDİ
Malum, Afgan mülteciler üzerinden Suriyeli göçmenlere yönelik tepki yeniden alevlendi. Ben de
dünkü yazımda bu toplumsal tepkiyi ve önümüzdeki süreçte yol açabilecek siyasal, sosyal ve
ekonomik sıkıntıyı ayrıntılarıyla anlattım.Bir kaç gündür de ulusal basında benim yazıma benzer ve
daha fazla toplumsal tepkiyi dile getiren makaleler yayınlandığı gibi, olayın insani boyutlarını ele alan
ve iktidarın politikasına destek çıkan yazılar da yer alıyor.
Bu tür yazılar üzerine dün İç İşleri Bakanı Süleyman Soylu bir açıklama yaptı.
Açıklamasından ülkemizdeki yabancı sayısını aktarmak istiyorum:
“Ülkemizdeki yabancı sayısı tam 5.5 milyon. Bunun 3 milyon 650 bini Suriye kökenli. Suriyelilerin 1
milyon 150 bini ikametli, 400 bini mülteci, geri kalanı da geçici koruma statüsünde. Toplam sayı
içinde kayıtsız yani yasadışı göçmen sayısı sadece 200 bin civarında. Bunların içinde vize vs gibi
normal yollarla gelip kalmış olanlar da var."
