Cumhurbaşkanı Erdoğan: Salgın hala kontrol altında
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başkent Organize Sanayi Bölgesi'ndeki Kalyon Güneş Teknolojileri Fabrikası Açılış Töreni'nde konuştu. Erdoğan, ''Son dönemde vaka sayılarında kısmi bir artış yaşansa da salgın halen kontrolümüz altındadır'' dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara'nın Sincan ilçesi Başkent Organize Sanayi Bölgesi'nde kurulan Kalyon Güneş Teknolojileri Fabrikası'nın açılış törenine katıldı.
Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle;
Kalyon Holding tarafından inşa edilen güneş paneli fabrikasının açılışında sizlerle birlikte olmaktan büyük bir bahtiyarlık duyuyorum.
Ülkemize milletimize hayırlı olmasını Allah'tan diliyorum.
Bu üretim tesisini ülkemize kazandıran Kalyon Holding’i ve bu projeye destek veren bakanlıklarımızı gönülden tebrik ediyorum.
Bu OSB’nin temelini ben atmıştım. Bunlar yan gelip yatarak olmadı. Çalışarak oldu. 13. Organize Sanayi Bölgesi'nde çok önemli bir yatırımın adımını atıyoruz.
Bu tesisin ülkemizi güneş paneli sektöründe zirveye taşıyacağına inanıyorum.
Yenilenebilir enerji bizler için çok önemli.
Artık sadece üretmek yetmiyor, şirketlerimizin innovasyon ve AR-GE faaliyetlerine önem vermesi gerekiyor.
Şirketimizin modern bir AR-GE merkeziyle desteklenmiş olması bu bakımdan takdire şayandır.
Toplam yatırım bedeli 1 milyar doları bulan Konya Karapınar’daki santral ile yıllık 2 milyon ton fosil yakıt salınımını engellemiş olacağız.
Bir kez daha Kalyon Holding’i yatırımlarından dolayı tebrik ediyorum.
SALGIN KONTROLÜMÜZ ALTINDA
Dünyanın birçok ülkesinde koronavirüs nedeniyle yatırımlar durmuşken Türkiye özgün bir yol izliyor.
Ekonomimizi tekrar büyüme trendine sokmaya gayret ediyoruz.
Dünya genelinde 800 bin insanın ölümüne neden olan bir sağlık krizinin üstesinden gelmek kolay değildir.
Salgın günlük yaşantımızın her alanını etkilemiştir.
Ülkemiz bu salgını en başarılı şekilde yöneten nadir ülkelerden biridir.
Son dönemde vaka sayılarında kısmi bir artış yaşansa da salgın halen kontrolümüz altındadır.
Turizm sektörümüz toparlanmaya başlamıştır.
Ülkemiz kaynaklı olmayan bazı sıkıntılarla karşılaşsak da, Türk ekonomisi salgın öncesi ivmesini tekrar yakalamış görünüyor.
Bu süreçte bize düşen, işi gücü karamsarlık aşılamak olan muhalefete aldırmadan yatırımlara devam etmektir.
CHP zihniyetinin bizi esir almasına izin verirsek bu ülkeyi siyasette, vesayette, sanayide, ithalatta, enerjide dışa bağımlılığa mahkum ederiz.
Tüm müteşebbislerimizin bu ülkenin aydınlık geleceğine inanmalarını bekliyorum.
Nasıl bugün daha iyiysek, yarın çok daha iyi bir konumda olacağız.
Sürdürülebilir kalkınmanın temel şartı enerjide dışa bağımlılığı en aza indirmektir.
Enerjide dışa bağımlılık sadece cari denge açısından değil enerji güvenliği açısından da bir tehdit unsurudur.
Yerli ve milli enerjinin enerji sepetimizdeki payını artıracak yatırımlara hız verdik.
Halihazırda Türkiye’nin kurulu gücünün yarısı temiz enerji kaynaklarından oluşuyor.
Bugün güneşten enerji üretimimiz toplam elektrik üretimimizin yüzde 4’ünü oluşturuyor.
DOĞU AKDENİZ MESAJI
Hidrokarbon arama faaliyetlerimize de hız kazandırdık. Akdeniz’de attığımız adımlar enerji dışa bağımlılığımız ortadan kaldırmak için hayati öneme sahiptir.
Özellikle “Doğu Akdeniz’de ne işimiz var?” diye soran muhalefetin bu hususları iyi dinlemesini istiyorum.
Türkiye’nin doğu Akdeniz’den Libya’ya kadar yürüttüğü mücadele sadece bir hak mücadelesi değil bir istikbal mücadelesidir.
Vatanımızı savunmak için ne kadar önemli gayretler veriyorsak bugün mavi vatanı savunmak da o derece önemlidir.
Bir asır önce nasıl millet olarak Sevr’i yırtıp atmışsak bugün de Doğu Akdeniz’de dayatılmak istenen Sevr’e boyun eğmeyeceğiz.
Yüzde yüz haklı olduğumuz bu meselede şayet korsanlığa prim verirsek gelecek nesillerin yüzüne bakamayız.
Evlatlarımıza cesaret yoksunu bir ülke teslim edemeyiz.
Maalesef birçok alanda geçmişte yapılan hataların bedelini ödemek zorunda kaldık.
Özellikle tek parti CHP’sinin dış politikada bıraktığı kötü mirasın ceremesini 83 milyon olarak biz çekiyoruz.
Misak-ı Milli sınırlarımıza sahip çıkılmamasıyla Adalar meselesinde ürkek davranılmasının ülkemize çok büyük maliyeti olmuştur.
Sadece uğrunda şehitler erdiğimiz toprakları kaybetmedik güneydeki zengin enerji kaynaklarının da dışında bırakıldık.