Bu “Pazar” seçim olsa ?

Özellikle son 7-8 aydır siyaset cephesinde sürekli bir erken seçimden bahsediliyor. CHP ve İYİ Parti’nin başını çektiği muhalefet cephesi Türkiye’nin 2021 yılı içinde Haziran ve en geç Kasım aylarında bir erken seçime gideceğini dile getirirken, AK Parti ve MHP cephesi ise sürekli bu iddiayı yalanlıyor. Seçimlerin zamanında yani 2023’te yapılacağını söylüyor.
Ki, iktidar cephesi açısından da seçimlerin zamanında yapılması siyaseten doğru.
Yoksa böylesine ekonomik sıkıntının had sahada olduğu bir dönemde iktidarın seçime gitmesi demek tam anlamıyla intihar anlamında.
İnsanlar bir taraftan covid salgınından dolayı can derdine, diğer taraftan da son 2 yıldır ülkeyi iyiden iyiye saran ekonomik darboğazdan dolayı geçim derdine düşmüşken, sokaktaki insanın seçimle uğraşacak durumu yok. Daha doğrusu olası bir seçime tahammülü yok!
Çok açık ve net olarak diyebilirim ki, ne iktidarın beka sorunu, ne yargı ve siyasi reform açıklamaları, ne de muhalefetin Kanal İstanbul ve Montrö Anlaşması, ne 104 emekli amiralin bildirgesi hiç birinin sokaktaki vatandaş ve seçmen nezdinde önemi yok. Bu değerlendirmeleri yapmak için araştırmacı olmaya, ya da anketör olmaya da hiç gerek yok.
Ben sokaktayım, insanların içindeyim. Esnafla, işadamıyla, sanayiciyle, emeklisiyle, genciyle sürekli istişare halindeyim. Siyasetin nabzını da bu anlamda iyi tuttuğuma inanıyorum. Eğer ki şu sıkıntılı süreçte Türkiye seçime gitsin adı ister erken seçim ister baskın seçim olsun çok net ifade edeyim ki, aynen 2001 seçimlerinde olduğu gibi bu millet mevcuttaki partileri ezer geçer, yani siler…
Çünkü sokaktaki insanlar için şu dönemde öncelik siyaset değil. İş, aş ve hayat pahalılığı.