Matlı: 'Tek derdim Bursalının gönlünde iz bırakmak'

Elif Sezgin moderatörlüğünde bir özel TV kanalında yayınlanan söyleşide iş insanı Özer Matlı, iş dünyasına dair tecrübelerini ve hakkında merak edilenleri cevaplandırdı.

Soğan tüccarlığıyla başlayan hikâyenin şu an Türkiye’nin yemcisi konumuna geldiğini belirten Matlı, 35 kişiyle başlanan yolculuğun şu an 1000 kişiyle devam ettiğini söyledi. Matlı, küçük yaşlardan itibaren babasının yanına gidip işi öğrendiğini, babasının kendisini çocukluktan beri hayatın ve ticaretin gerçekleriyle iç içe yetiştirdiğini ifade etti. Babasını erken yaşta kaybetmenin zorluğuna da değinen Matlı, erken zamanda hayatın sıkıntılarıyla karşılaşmanın insanı pişirdiğine vurgu yaptı.

“Yeni yatırımlarla büyüyoruz”

Gelecek dönem hedefleriyle ilgili konuşan Matlı şunları söyledi: “3 binin üzerinde tedarikçi, 700’ün üzerinde bayii, 150 bin son nokta yetiştiriciyle iş yapan bir firma haline geldik. Yaşayan bir organizmadan bahsediyoruz. 3 tane daha yeni yem fabrikası yatırımımız var. Ayrıca kendi işimize entegre olacak süt ve tarımsal anlamda bazı projelerimiz var. Bir taraftan da yenilenebilir enerji kaynaklarıyla ilgili bazı düşüncelerimiz mevcut. Yani yatırımlarımız ve büyümemiz devam ediyor” dedi.

“İyi bir sanayici olmak istiyorsanız ticareti bilmek yetmiyor, iş organizasyonunu, müşteri ilişkilerini ve satın alma süreçlerini yönetiyor olmanız gerekiyor” diyen Matlı, “Farklı bir yemcilik anlayışımız var. Biz Karacabey’den sonra Konya’ya fabrika kurduk. Orda klasik anlamda bir yemcilik vardı, bunu epey değiştirdik. Biz büyürken bir yandan da meslektaşlarımızı da büyütüyor, yeni bir döneme geçiyoruz. Aynı şeyi Gaziantep’te de yaptık. Şimdi Diyarbakır ile ilgili bir yatırım düşüncemiz var. Oradaki meslektaşlarımızdan yoğun talep alıyoruz” ifadelerini kullandı.

“Bursa otomotiv ve tekstil marka bir kent”

Bursa’yı çok sevdiğini de dile getiren Başkan Matlı, tarımın doğru planlandığı vakit şehrin yeşiline de katkısı olacağına değindi. Matlı şöyle devam etti: “Bursa otomotivde ve tekstilde marka bir kent. Ama Bursa aynı zamanda bir gıda kenti. Birçok gıda markamız var. Ben beton kirliliği olan bir Bursa istemiyorum. Tarımı doğru planladığımız, doğru tarım politikaları oluşturduğumuz zaman daha yeşil bir Bursa’ya katkıda bulunacağımıza inanıyorum. Çukurova’dan sonra en güzel tarımsal topraklara sahip, 3 ürün alınan bir ovayı da korumamız gerektiğini düşünüyorum. Bunu koruduğunuz zaman güler yüzlü bir Bursa yaratmış oluruz.”

Bursa Ticaret Borsası’nın faaliyetlerinden de bahseden Matlı, Borsa’da birçok şeyi başardıklarını dile getirerek, başaramadıkları bir konuya dikkat çekti. Matlı, “Bizden önceki Borsa yöneticilerimiz Yıldırım’da Et Süt Kurumu diye bilinen 68 dönümlük bir yer almışlar. Biz şehrin içindeki bu kesimhaneden çıkalım şehrin batısına, Badırga tarafına geçelim, burasını şehre sosyal donatı alanı olarak kazandıralım düşüncesi geliştirdik. Çünkü şehircilik anlamında da böyle olması gerektiğini düşünüyoruz. Şehrin doğusunda yaşayan vatandaşlarımız, bu eksikliklerden dolayı şehrin batısına gidiyor sürekli. Ama bir türlü bu düşüncemizi hayata geçiremedik” diye konuştu.

TOGG’un Bursa’yı seçmesinin isabetli bir karar olduğunu vurgulayan Matlı, “Bursa birçok değeri barındıran, devamlı çalışan, dinamik bir şehir. TOGG’un Bursa’yı seçmesi bu anlamda çok doğru bir karardı. Biz de bu şehrin bir insanı olarak görevlerimiz gereği, bu konuda çeşitli lobi faaliyetleri gerçekleştirdik. Faydası olmuştur olmamıştır bilemem ama bu şehrin çocuğu olarak üzerimize düşeni yapmaya çalıştık” şeklinde ifadeler kullandı.

“Şehrimize borcumuz var”

‘Tek derdim Bursalının gönlünde iz bırakmak’ diyen Matlı şunları söyledi: “Ölçek büyüdükten sonra belli bir yerden sonra iş para kazanmaktan çıkıyor. Bu anlamda şehrimize borcumuz var, gönül kazanma derdimiz var. Ben şehrimi çok seviyorum. Kim hangi ünvan ve görevle bir göreve çağırırsa beklentisiz giderim. Bursa Kültür Sanat ve Turizm Vakfı Başkanlığı görevi de bunlardan biri. Bursa’yla ilgili sanayiyi, tarımı, turizmini, doğasını konuşuyoruz ama sosyalliğini konuşamıyoruz. Önceki Başkanımız Fatma Hanım’a çok teşekkür ediyorum bundan önceki hizmetleri için ancak iş yoğunluğu nedeniyle görevi bırakmak zorunda olduğunu Alinur Bey’e aktarınca sağolsun Başkanımız da bizi arayıp görevi teklif etti. Amaç şehirde kuzeyi, güneyi, batısı, doğusu ve ilçeleriyle 365 gün sanat olsun istiyorum. İlk göreve geldiğimizde çok özel projeler düşündük ancak pandemiye takıldık. İnşallah pandemi geçer de cıvıl cıvıl güler yüzlü bir şehre tekrardan kavuşuruz.”

Program, Bursa’nın yetiştirdiği önemli iş insanlarının online sorularıyla devam etti. Programın sonunda NOSAB ve NİLSİAD tarafından Özer Matlı adına dikilen fidanın sertifikası takdim edildi.