Maske takmayana ceza var, karantinaya uymayana yok!..
Malum, bayram sonrası corona vakalarında tüm yurtta olduğu gibi bizim Bursa'da da artış var. Rakam açıklanmıyor sadece "ciddi boyutta ama süreç denetimimizde" deniliyor. Doğrudur. Pandemi döneminde bile süreç insan odaklı ve gayet sağlıklı, yönetilebilir olarak götürüldü.

Ki, nisan ayında ailecek coronaya yakalanan ilk vakalardan olduğumuz için Sağlık Müdürlüğü'nün bu süreçteki denetimini, desteğini yakınen yaşamış biri olarak, bu hastalıkta devletin tüm sıcaklığı ile vatandaşın yanında olduğunu önemle belirtmek isterim. Ayrıca pandemi döneminde gördük, bizim Sağlık Bakanlığı'nın kurduğu sistem sağlıklı işlerken, güya sosyal güvenlik sistemlerinde sınır tanımayan medeniyetler diyarı Avrupa ülkeleri ile Amerika'nın sağlık ve sosyal sistemleri çöktü.
Ancak böyle diyerek her şeyi de ülkemizde devletten beklemek, tüm yükü devlete atmak son derece yanlış. İnsan önce kendi sağlığını kendi düşünmeli ve denetimini kendi yapmalı. Yani kendini yasa koyucuya teslim etmemeli. Tabii bu "teslimiyet" bazı işgüzarlar tarafından yanlış anlaşıldığı için corona vakalarının da artmasına neden oluyor. Önceki gün çok yakın arkadaşımın yaşadığı olayı sizlere örnek olsun diye aktarmak istiyorum.
Yer, Nilüfer'de Fethiye Bulvar Sağlık Ocağı.
Sabah saatleri. Sağlık Ocağının içerisi ve dışarısı, yani bahçesi kalabalık. 30 yaşlarında erkek hasta bahçe kapısından binanın kapısına kadar maskesiz, elini kolunu sallayarak geliyor. Kapının önünde danışmada görevliyi görünce hemen maskesini çıkarıp takıyor. Sonra kapıdan görevliye sesleniyor:
"İçeriye haber verir misiniz? ..... doktarla ya da bir hemşireyle görüşmek istiyorum." diyor. Sonra sesinin volümünü yükseltip "Ben coronayım" diye bağırıyor.
Bunun üzerine çevresindeki yakın mesafede bulunan diğer hastalar anında panikleyip hemen kendisinden uzaklaşıyor. İçeriden bir hemşire hanım çıkıyor. Tabii hemen bu genci tanıyor ve" sizin burada ne işiniz var?" diye telaşlı telaşlı soruyor.