Erdoğan resti çekti! Gerekirse ikisi birden kapatılır

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Malezya'da gazetecilerin sorularını yanıtladı. İncirlik ve Kürecik kapatılır mı? sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gerekirse incirlik ya da Kürecik, gerekirse ikisi birden kapatılır" yanıtını verdi.

Gündem Yayın: 18 Aralık 2019 - Çarşamba - Güncelleme: 18.12.2019 13:20:12
Editör -
Okuma Süresi: 12 dk.
1148 okunma
Google News

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1. Küresel Mülteci Forumu'na katılmak üzere  bulunduğu Cenevre'de, gazetecilerin sorularını yanıtladı, gündeme ilişkin  değerlendirmeler yaptı.
 

Birleşmiş Milletler (BM) Küresel Mülteci Forumu'na katılmak üzere  bulunduğu Cenevre'de hem ikili görüşmeler yaptıklarını hem de mülteci krizi  konusundaki görüşlerini BM nezdinde dile getirdiklerini belirten Erdoğan, "İlk  olarak Somali Başbakanını kabul ettim, ikili ilişkilerimizi ve Doğu Afrika  bölgesindeki gelişmeleri ele aldık." diye konuştu.

 

Bir ramazan günü Somali'ye ilk gittiğinde, büyük bir insani krizle  karşılaştıklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Somali'de durumun her  geçen gün iyiye gittiğini vurgulayarak, "Hamdolsun artık böyle bir Somali ile  karşı karşıyayız. Ekonomiden güvenlik ve sağlığa kadar her alanda Somali'de güçlü  bir mevcudiyete sahibiz. Somali, mağdur ve mazluma sahip çıkma politikamızın en  güzel örneklerinden biridir." ifadesini kullandı.
 

Avrupa'da bulunan vatandaşlarla da toplantı yaptığını aktaran Erdoğan,  yurt dışında yaşayan ve sayıları 6 milyona yaklaşan Türk vatandaşlarının her  zaman yanında olduklarını ve olmaya devam edeceklerini bildirdi.
 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Onların hem Türkiye ile bağlarını güçlü tutmalarını hem de  bulundukları ülkelerde başarılı olmalarını önemsiyoruz. Bu iki hedef arasında bir  çelişki de görmüyoruz. Son dönemde, bazı ülkelerde yükselen Türkiye ve İslam  karşıtlığına karşı mücadele etmeye de devam edeceğiz." diye konuştu.
 

"DÜNYADA EN FAZLA SIĞINMACIYA EV SAHİPLİĞİ YAPAN ÜLKEYİZ"
 

Birleşmiş Milletler Küresel Mülteci Forumu'na eş başkanlık yaptığını  ve foruma hitap ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün dünya genelinde  260 milyona yakın göçmen, 71 milyonun üzerinde yerlerinden edilmiş kişi ve 25  milyonu aşkın mülteci olduğunu bildirdi.
 

"Birleşmiş Milletler verilerine göre, dünyada en fazla sığınmacıya ev  sahipliği yapan ülkeyiz." diyen Erdoğan, Türkiye'nin insani yardımlarda da milli  hasılaya göre dünyanın birinci sırasında geldiğini açıkladı.
 

Türkiye'nin "açık kapı politikası"nı insani ve ahlaki bir sorumluluk  olarak uyguladığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
 

"Dünyanın da bu sorumluluğu üstlenmesi gerektiğini ifade ediyoruz.  Kalkınmış ve zengin batılı ülkeler mülteci krizinde sınıfta kaldı. Zengin bazı  Arap ülkeleri de aynı durumda. Oysa küresel sorunlar ancak küresel iş birliği ve  dayanışma ile aşılabilir. Dünyanın mülteci sorunundan kaçması sorunu ortadan  kaldırmıyor. Bu noktada, geçen yıl kabul edilen Küresel Mülteci Mutabakatı'nın  uygulanmasına büyük önem veriyoruz. Suriye kaynaklı mülteci krizinin çözümü,  Suriye iç savaşının sona erdirilmesine bağlıdır. Bu yüzden biz, mültecilere ev  sahipliği yaparken siyasi çözüm için de yoğun çaba içerisindeyiz. Astana ve  Cenevre süreçlerini etkin kılmaya ve netice odaklı hareket etmeye çalışıyoruz.  Suriye'nin toprak bütünlüğünü koruyarak terörün sonlandırılması ve mültecilerin  evlerine gönüllü, güvenli, onurlu şekilde dönmeleri öncelikli hedefimizdir. Bunun  için güvenli bölgenin kurulması da büyük önem arz ediyor."
 

Cenevre'de, Pakistan Başbakanı İmran Han ile de bir görüşme yaptığını  ve ikili ilişkileri etraflıca ele alma fırsatı bulduklarını bildiren Erdoğan,  "Bunun yanında, bölgesel konuları değerlendirdik. Şubat ayında Pakistan'da  yapacağımız Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Toplantımızla da ilgili ön görüşme  fırsatımız da oldu." ifadesini kullandı.
 

BM'de, mülteci meselesi hakkında bir konuşma yaptığı hatırlatılarak,  "Türkiye, 4 milyona yakın mülteciye ev sahipliği yapıyor. Köklü çözüm için de bir  planı var. Küresel Mülteci Forumu'nda güvenli bölge planına destek nasıldı?"  sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Güvenli Bölge konusundaki çağrımıza henüz  dünyanın en güçlü, ekonomik olarak en saygın olduğunu zannettiğimiz ülkelerinden  bile 'biz de varız' diyen çıkmadı. Biz hala ses bekliyoruz, ama bir şey yok."  yanıtını verdi.
 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, soruyla ilgili açıklamalarını şöyle sürdürdü:
 

"Bizim, şu ana kadar 40 milyar doları aşkın bir yatırımımız var. Daha  önce de söylediğim gibi, Tel Abyad-Rasulayn arasındaki 120 kilometre uzunluk ve  32 kilometre derinlikteki alan üzerinde inşallah böyle bir adımı atabiliriz. Tabi  ki bu bölgede güvenliği de biz sağlayacağız. Yani böyle bir adımı attıktan sonra  bunu biriyle paylaşmamızın da anlamı yok zaten. Bu konuda gerek Amerikalılarla  gerekse salı günü sayın Putin ile de görüştük. Hepsi 'dayanışma içerisinde  çalışmalarımızı sürdürelim' diyorlar. Bunu başarırsak, tarihe bir örnek olarak  geçecek. 'Böyle bir mülteciler şehrini veya şehirlerini Türkiye kurdu'  diyecekler. Bu da bizim için çok önemli. Projemiz gayet güzel. Belki bu adımı  attıktan sonra 'biz de burada olalım' diyenler çıkabilir. Biz yine de onlara  çağrımızı devam ettireceğiz."
 

LİBYA'DAKİ GELİŞMELER
 

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir telefon görüşmesi yaptığı  hatırlatılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye'nin Libya'ya asker gönderme planı da  gündeme geldi mi? Görüşmenizin içeriğine ilişkin bilgi verebilir misiniz?"  sorusuna şu yanıtı verdi:
 

"Biz, bir görevlendirme yaptık. Bu görevlendirme kapsamında, dışişleri  bakan yardımcısı, savunma bakan yardımcısı ile istihbarattan ve ulusal  güvenlikten oluşan bir heyetle kısa bir zaman içerisinde arkadaşlarımız, Moskova  ziyareti yapacaklar. Muhatapları ile bölgesel konuları etraflıca ele alacaklar.  Bizler yapıcı ve kısa sürede netice alıcı bir görüşme olmasını Sayın Putin'den  istedik ve kendileri de aynı şekilde talimatları vereceklerini söylediler. Hem  Libya hem de Suriye konularını görüşmeleri konusunda mutabık kaldık."

 
"Eastmed boru hattı projesine ilişkin İsrailli yetkililerden,  'Müzakereye açığız' mesajı geliyor. İlerleyen süreçte İsrail, Lübnan, Mısır gibi  kıyıdaş ülkelerle Doğu Akdeniz’de bir iş birliği başlar mı?" sorusu üzerine ise  Erdoğan, "İsrail konusu şu ana kadar hiç gündemimize gelmedi. Gündemimize  gelmediği için bu konuyu gündeme getirmemiz anlamsız olur." dedi.
  

DEVLET BAHÇELİ VE KEMAL KILIÇDAROĞLU'NUN AÇIKLAMALARI

 
Doğu Akdeniz'de en kritik hamlenin Libya ile varılan mutabakat olduğu  belirtilerek, "MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli, 'Bu bir beka meselesidir, gündeme  gelirse Libya'ya asker gönderilmesini destekleriz' dedi ama CHP Genel Başkanı  Kılıçdaroğlu ise 'Neden asker gönderiyoruz, ne işimiz var Libya'da?' dedi. İki  farklı bakış açısını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Cumhurbaşkanı  Erdoğan, "Sayın Bahçeli'nin ifadesi, bizim Cumhur İttifakımızın bir sesi. Onun  için kendisine çok teşekkür ediyorum." karşılığını verdi.
 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
 

"Tabii ana muhalefetin zaten huyu, sınırlarımızın dışına çıkmaya bizi  mecbur eden herhangi bir olay olduğu zaman, 'orada ne işimiz var?' demek. Suriye  meselesinde de oradan füzeler, havan topları atılsın, biz şehitler verelim, ne  olursa olsun, 'bizim orada ne işimiz var?' diyorlardı. Bunlar zaten içeride  teröristler cirit attığı zaman da aynı şeyi söylüyorlardı. Sonra onların  arkasında oldukları yapı ile beraber Ankara-İstanbul seyahati yaptılar, omuz  omuza dirsek temasında yürüdüler. Zaten burada birbirinden hoşnut olan bir yapı,  bir anlayış var. Ama bizim olayımız beka meselesi, ondan da öte bir tarih  meselesi. Biz şu anda öyle adımlar attık ki bu adımlar Sevr'in ters köşe  edilmesidir. Bu kadar önemli. Yunanistan Başbakanı olsun, Dışişleri Bakanı olsun,  onlar Libya Mutabakatı'nın hukuka aykırı olduğunu söylüyorlar. Biz de tam aksine,  'Bu uluslararası deniz hukukuna uygundur' diyoruz. Attığımız adımın bütün  hesabını, çalışmasını yaptık. Bu süreç de yeni başlamadı. Bu olayın aslında  tarihi geçmişi var ve o geçmişinde, işin haritası çok daha farklıydı. Ne zaman?  Kaddafi döneminde (2009'da). O süreçte bu adım atıldı ama tabii (Kaddafi'nin)  ömrü vefa etmedi. Dolayısıyla çalışmalarımız şu anda bizim arşivlerimizde."
 

Bu dönemde atılan adımların uluslararası hukuka uygun olduğunu  tekrarlayan Erdoğan, burada bazı çalışmalar bulunduğunu, bu çalışmalarını da  zaman içerisinde uluslararası camiayla da paylaşacaklarını bildirdi.
 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti Başkanlık Konseyi Başkanı  Fayez Al Sarraj yakın zamanda geldi ve tekrar bir görüşme yaptık. Yeni ne gibi  adım atılabilir, bunları konuştuk. Türkiye-Libya arasındaki süreci daha da  hızlandıracağız. İhtiyaçları olursa onlara her an yardıma hazır olduğumuzu  söyledik. Askeri ve güvenlik iş birliğinden tutun da denizlerdeki hukukumuz  noktasında atılan, atılacak adımlara varıncaya kadar hazırız." dedi.
 

"Sevr'in ters köşe edilmesi derken neyi kastediyorsunuz? Biraz daha  açabilir misiniz?" şeklindeki soru üzerine de Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Anlaşmayı  şöyle bir gözden geçirirseniz, onu bir ters köşe yapınca, ne demek istediğimizi  görürsünüz." yanıtını verdi.

 

Erdoğan, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun yeni parti kurmasıyla ilgili soruya, "Biliyorsunuz bundan önce de bu işi yaşadık. Üstelik de grup kuracak şekilde ayrıldılar. Ben burada sorsam, kaç tanesinin ismini kaçınız hatırlarsınız? Mesele bu. Onun için biz gündemimizi bunlarla meşgul etmiyoruz. Bizim yapacak çok işimiz var. Biz onlara bakalım" şeklinde yanıt verdi.

 

AK Parti kuruluşundan bu yana pek çok sınamayla karşılaştı. Şimdi AK Parti'nin içinden neşet eden siyasi hareketlerle ilgili yeni bir sınama söz konusu. Bakıldığında AK Parti çınarından kopan bir yaprak söz konusu. Ömrü ne olur? Kurulmakta olan diğer siyasi parti bağlamında ise tabanı bölmek büyük bir vebal değil mi sizce?

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Çınardan kopan bir yaprak dediniz… AK Parti bir çınardır. Biliyorsunuz, yapraklar hazan mevsiminde dökülür. Bizim hazan mevsimimiz yok. Biz yolumuza devam ediyoruz. Şimdi onların durumu o. Külliye'ye geldiğiniz zaman çınarlarımızın yapraklarını döktüğünü ama 4-5 ay sonra yine yeşillendiğini göreceksiniz. Düşen yaprak bir daha eski yerine dönmüyor. Biz bunu trenden inenler olarak anlatmıştık. Arkadaşlarıma hep söylüyorum: "Asla gündemimizde olmamalı. Herkes yoluna!" Biz zaten "Durmak yok, yola devam" diyoruz ve çalışmaya devam ediyoruz. Sadece bir şeyi söylemek herhalde yeterlidir: Özellikle başbakanlık, genel başkanlık görevini bıraktığı zaman bu arkadaşlardan birinin yaptığı konuşmayı dinlemişseniz veya dinlerseniz her şey orada mevcut.

 

"GÜNDEMİMİZİ MEŞGUL ETMİYORUZ"

 

Mevcut yol arkadaşlarından ve teşkilatlarından memnun olduğu vurgusu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Çok daha kararlı bir şekilde kongrelerimize hazırlanıyoruz. Kongrelerimizi yapıp, bu kongrelerde gelen arkadaşlarımızla da inşallah 2023 seçimlerine gireceğiz. Bunun dışında başka hazırlanan var mı, yok mu ayrı konu. Varsa vardır. Biliyorsunuz bundan önce de bu işi yaşadık. Üstelik de grup kuracak şekilde ayrıldılar. Ben burada sorsam, kaç tanesinin ismini kaçınız hatırlarsınız? Mesele bu. Onun için biz gündemimizi bunlarla meşgul etmiyoruz. Bizim yapacak çok işimiz var. Biz onlara bakalım" dedi.

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.