Canlıları kasten öldüremezsiniz! BAOB’dan ortak tepki
Türkiye’yi ayağı kaldıran başıboş sokak köpeklerinin uyutulacağına dair tartışmalara bir tepki de Bursa Akademik Odalar Birliği’nden geldi. Türkiye'de ilk kez, Bursa'da bu kadar çok akademik oda bir araya gelerek çağrıda bulundu.
BAOB Türkan Saylan Salonu’nda gerçekleşen basın açıklamasına Bursa Veteriner Hekimler Odası, Bursa Mimarlar Odası, Bursa Tabip Odası, Bursa Eczacı Odası ve Bursa Barosu, Bursa Diş hekimleri Odası, Ziraat Mühendisleri Odası, Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası destek verdi.
Meclis’te görüşülecek yasa tasarısı için taleplerine rağmen görüşlerinin alınmadığını ifade eden Bursa Veteriner Hekimler Odası Başkanı Melike Baysal, veteriner hekimlerin görüşü alınmadan verilmiş kararların, gelecek günlerde tüm taraflar için daha büyük sorunlarla geri döneceğini söyledi.
“TOPLUM VİCDANINI RAHATSIZ EDİYOR”
“Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlıkları’nın iş birliğinde Hayvanları Koruma Kanunu’nun yasa değişiklik tasarısı hazırlandığını, teklifin önümüzdeki haftalarda TBMM’ye geleceğini basından öğrendiklerini dile getiren Bursa Veteriner Hekimler Odası Yönetim Kurulu Başkanı Melike Baysal, “Değişiklik taslağı hazırlanırken Türk Veteriner Hekimleri Birliği, veteriner hekim meslek örgütleri, ilgili meslek örgütleri ya da STK’ların görüşü alınmamıştır. Tasarının içeriğini bilmiyor, basına yansıyanlardan ise kaygı duyuyoruz. Basındaki haberlerden edindiğimiz bilgilerden, bu taslak kanunun daha önceki değişiklikler gibi sahadan ve bilimsellikten uzak, uygulanması mümkün olmayan, toplum vicdanını rahatsız eden değişiklikleri içerdiği ve ülkemize bu alanda bir 20 yıl daha kaybettireceği kaygısı taşımaktayız,” ifadelerini kullandı.
“BU UYGULAMALARIN KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNU PAYLAŞMAK ZORUNDAYIZ”
Veteriner hekimler olarak sahipsiz hayvanların itlafına sebep olacak her türlü uygulamanın karşısında olduklarını söyleyen Baysal, “Bu uygulamaların hayvan refahı açısından kabul edilemez olduğunu kamuoyu ile paylaşma zorunluluğu hissediyoruz. Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü (WOAH), evcilleştirilmiş bir tür olan köpeklerin topluma bağımlı olduğunu, sahipsiz oldukları durumlarda dahi sağlık ve refahlarını sağlamanın etik bir sorumluluk olduğunu hatırlatmaktadır. 2004 yılında çıkan 5199 sayılı Hayvan Koruma Kanunu öncesinde, sahipsiz hayvanlar insani olmayan yöntemlerle yok edilmekteydi. Ancak gelişen toplumsal bilinç ve itirazlar sonrası 5199 sayılı kanun çıkarılmış ve her türlü itlaf yasaklanmıştı. 5199’a göre yerel yönetimler geçici bakımevi kuracak, sahipsiz hayvanların tedavisi ve rehabilitasyonunu gerçekleştirerek, kısırlaştırıp, aşılayarak yaşadığı bölgeye geri bırakacaktı. Yani yerel yönetimler sahipsiz hayvanların sağlıklı yaşamaları ve refahlarını sağlamakla görevlendirilmiştir” diye konuştu.
“POPÜLASYONUN ARTMASININ EN BÜYÜK NEDENİ YAPTIRIM UYGULANMAMASIDIR”
5199’a göre yerel yönetimlerin kanunda geçen yükümlülükleri ve sorumluluklarını yerine getirmediğini belirten Baysal, “Seçimden seçime sahipsiz hayvanları hatırlayan yerel yönetimler sahipsiz hayvanlar için kaynak ayırmak yerine tüm yükü kurumlarda çalışan veteriner hekimlerin üzerine bırakmışlardır. Sahipsiz hayvan populasyonun artmasının en büyük nedenlerinden biri yerel yönetimlere Hayvanları Koruma Kanunun herhangi bir cezai yaptırım getirmemesi olmuştur. Kanunun 2021 yılındaki revizyonu da cezasızlığı devam ettirmiş, “Geçici Madde 4- (Ek:9/7/2021-7332/16 md.) Büyükşehir belediyeleri, il belediyeleri ve nüfusu yetmiş beş bini aşan belediyeler 31/12/2022, diğer belediyeler ise 31/12/2024 tarihine kadar ek 1 inci maddenin birinci fıkrasında belirtilen hayvan bakımevlerini kurmakla yükümlüdür.” hükmüne rağmen yerel yönetimlerce gereken adım atılmamıştır” dedi. Denetimsizlik ve bütçe ayrılmamasından dolayı kanunun gereğini yapmayanlara yaptırım uygulanmadığına dikkat çeken Baysal, “Gelinen noktada ise sahipsiz hayvanların popülasyonu artmış, her biri mahalle sakini olan sahipsiz hayvanlarımızın hayvan refahına uygun olmayan barınak adı altındaki yerlere toplatılması, kısırlaştırılmanın maliyetli olacağı gerekçe gösterilerek hayvanların dişi-erkek olarak ayrılması, barınaklara toplanan hayvanların sahiplendirilmeye çalışılması, 30 gün sonra sahiplenilmeyenlerin ise ötanazi yapılarak öldürülmesi gündeme getirilmektedir. Bu düşüncenin 2004 yılı öncesi sokaklarda yapılan itlaflardan hiçbir farkı yoktur. Sahipsiz hayvanlar ile ilgili en çok gündeme getirilenlerden ve itlafa zemin hazırlamak için kullanılan argümanlardan biri de kuduz ve diğer hayvanlardan insanlara geçen zoonotik hastalıklardır. Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü (WOAH) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) bilinenin aksine Kuduz kontrolü açısından, sahipsiz köpeklerin itlaf edilmelerine geniş ölçüde karşı çıkmaktadır” şeklinde konuştu.
“BİZLER BU YASA ÇIKSA DA ÖTANAZİ YAPMAYACAĞIZ”
Ötanazinin sadece veteriner hekimler tarafından uygulanabilir ve sağlıklı bir hayvana uygulandığında katliamdan başka bir anlam taşımadığına vurgu yapan Baysal, “Sağlıklı hayvanların ötanazisi ve itlafı veteriner hekimler açısından da etik, insani ve vicdani değildir, evrensel hekimlik değerleri ile de bağdaşmamaktadır. Veteriner hekimler olarak bizler bu yasa çıksa da ötanazi yapmayacağız. Önerilen bu yöntem sanıldığının aksine maliyet açısından da avantajlı değildir. Hayvana ötanazi yapılmadan önce uygulanacak prosedürler ile birlikte kısırlaştırmadan daha maliyetli ve zorludur, sahipsiz hayvan popülasyonun kontrolüne yönelik aktif bir yöntem olarak da değerlendirilemez. Ayrıca iletişim çağında Türkiye Yüzyılında ülkemizin uluslararası kamuoyunda algısını olumsuz olarak etkileyecektir” diye belirtti.
Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü (WOAH), sahipsiz hayvan popülasyonunun kontrolünde yakalama, kısırlaştırma, aşılatma ve yaşadığı bölgeye geri bırakma yaklaşımının sahipsiz hayvanların üremesinin kontrol edilmesine yönelik bir yaklaşım sağladığını, ancak bununla birlikte daha önce birçok kez meslek örgütü olarak vurguladığımız önlemlerin de birlikte alınması gerektiğini ifade etmektedir.Türk Veteriner Hekimleri Birliği ve meslek odaları olarak çözüm önerilerimiz:Büyükşehir Belediyelerinde Veteriner Halk Sağlığı Daire Başkanlığı ve diğer belediyelerde Veteriner İşleri Müdürlüğü kurulmalıdır.Veteriner Halk Sağlığı Daire Başkanlığı ve Veteriner İşleri Müdürlüklerinde nitelikli ve yeterli sayıda personel istihdamı sağlanmalıdır.İhtiyaç duyulan bölgelerde veteriner fakülteleri ve serbest veteriner hekimlerden kısırlaştırma çalışmalarında destek alınmalıdır.Sahipli hayvanlar da dahil olmak üzere kontrolsüz üreme ve denetimsiz ticari satışların önüne geçilmeli, üretim yapılacaksa ilgili bakanlığın denetimi ve mutlaka veteriner hekimlerin denetimi ve onayıyla yapılmalıdır.
BAOB’da düzenlenen basın açıklamasında imzası olan odalar şu şekilde: